MİLGEM'deki Türk mühendislik Başarısı
Yerli ve milli savunma sanayiinin göz bebeği MİLGEM
projesi tüm hızıyla devam ediyor. Uzmanlara göre, NATO’nun üst düzey
sistemlerini Doğu ülkelerinin füze ve alt sistemleriyle entegre edebilen Türk
mühendislik başarısının benzeri yok.
Gelecekte Türk
savunma sanayiinin başarı hikayesi yazıldığında, ilk sayfaların Deniz
Kuvvetleri Komutanlığı ve MİLGEM (Milli Gemi) Projesi hakkında olma ihtimali
oldukça yüksek.
Bugün MİLGEM geldiği durum itibarıyla sadece Ankara için değil özellikle NATO standartları dışındaki ülkeler için de son derece
kritik bir konumda. Peki bu nasıl oldu? Yerli ve milli gemisi projesi hangi
sebeplerle küresel bir oyuncu halini aldı. Bunu anlatmadan önce projeyi birkaç
cümle ile hatırlamakta fayda var…
MİLGEM projesi ne getirdi?
Bu proje ile Türkiye ilk defa korvet tipi bir askeri
geminin tasarımını milli olarak gerçekleştirdi. Böylelikle gemi tasarımı, tekne
inşası ve sistem entegrasyonunda dışa bağımlılık azaltıldı.
Askeri tersaneler ile özel sektördeki gemi tasarım,
inşa imkanları ve kabiliyetlerinin entegrasyonu MİLGEM köprüsü ile sağlandı.
Böylece özel sektörün harp gemisi inşası alanında gerekli bilgi birikimi,
tecrübe ve altyapıyla donatılması sağlandı. Gelinen noktada Türk özel gemicilik
sektörü dünyanın dört bir yanına askeri deniz platformları satabilecek konuma
yükseldi.
Gemiye konulabilecek silah sistemleri en büyük kozumuz
Savunma ve Denizcilik Araştırmacısı Kozan Selçuk
Erkan, MİLGEM projesinin neredeyse her dönemine şahit olan ve bu iş için bizzat
çalışan isimlerden biri.
MİLGEM’in ulaştığı noktayı görüşmek üzere bir araya
geldiğimiz Kozan Selçuk Erkan ile projenin ülkemiz sınırlarını aşan şöhretini
de konuşuyoruz. Özellikle yabancı dilde yayın yapan kaynaklar, MİLGEM’in kendi
alanında ilklere imza attığı konusuna sıkça eğiliyor.
Erkan da bu görüşte… "Peki bu ilkler konusunu biraz daha açabilir misiniz?"
diyoruz. MİLGEM projesiyle Türkiye’nin Pakistan ve
Ukrayna’da devlet ihalelerini kazandığını anımsatıyor Erkan ve bu durumun
korvet sınıfındaki son yılların en büyük işleri olduğuna dikkat çekiyor.
Burada asıl üzerinde durulması gereken konunun daha
farklı bir noktada olduğunu söyleyen Erkan “Bahsi
geçen ihalelerin kazanılmasında en büyük pay o ülkelerin ürettiği silah
sistemlerinin gemiye dahil edebilmesidir” diyor.
Dünyada bir ilki başardı
Kozan Selçuk Erkan, Pakistan üzerinden verdiği bir
örnek ile MİLGEM’in bu denli konuşulmasının önünü açan süreci anlatıyor:
“Bildiğiniz üzere Pakistan uzun süredir hava savunma konusunda Çin menşeli sistemleri tercih ediyor. Bizim onlar için
ürettiğimiz gemide ise NATO standardındaki uzun menzilli tarama (Smart S) ve ASELSAN aydınlatma radarları var. İşte bu radarlar Çin
füzesinin güdümlenmesini yani hedefe ulaşmasını sağıyor.
Bu gelişme dünyada ilk kez yaşanan bir durum. Hava savunma gibi
son derece zor bir sistemi bu şekilde başarıyla kullanmak dünyada çok çok az
ülkenin yapabileceği bir mühendislik. Sadece bu kadar da değil… Uzun menzilli
Pakistan'ın devasa antigemi- seyir füzesi ve Ukrayna'nın milli füzesi
Poseidon'u da MİLGEM'e takmak mümkün olacak. Peki bu ne demek? MİLGEM, hizmet
verdiği ülkelerin özgün silah sistemlerini bu kadar esnek kullanan dünyadaki
tek gemi olacak demek...”
Batılı ülkeler izin vermiyor
MİLGEM’in Batı ve Doğu ülkelerinin sistemlerini tek
potada erittiğine dair görüşlerini paylaşan Erkan’a bunun sahaya ne gibi bir
yansıması olacağını soruyoruz…
Kozan Selçuk Erkan’ın anlattıklarından pek çok
ülkenin tam paket teknolojiler yapamadığını öğreniyoruz. Yani ihtiyaçları olan
sistemin tamamını yapamıyor ancak bazı belirli kısımlarını kendileri
üretebiliyorlar. Diğer yanda Batılı üreticiler rüştünü ispat etmiş sistemleri
kullanarak kendilerini garantiye alıyor.
Tam da bu noktada MİLGEM’i öne çıkaran özel bir
durum oluşuyor. Çünkü Batılı ülkeler, Doğulu ülkelerin kendi sistemleri için
ürettiği özel çözümleri dikkate almıyor. Yani herhangi bir platformu Batı
ülkelerinden alan Doğu ülkeleri, mecburen alt sistemleri ve füzeleri de bu
ülkeden ya da Batılı sistemde üretim yapanlardan almak zorunda kalıyor.
Çok güçlü bir oyuncu olacak
İşte MİLGEM burada devreye giriyor ve onu satın
alacak ülkenin alt sistemlerini de kendi bünyesinde barındırabileceğinin
garantisini veriyor. Bu durum hem daha düşük maliyet hem de satılacağı ülkeye
bağımsızlık açısından daha fazla imkan anlamına geldiği için MİLGEM
rakiplerinden daha önde oluyor. Kozan Selçuk Erkan, anlatımlarından ortaya
çıkan bu durumu “MİLGEM’i uluslararası
arenada çok güçlü bir oyuncu olarak göreceğiz” cümlesiyle özetliyor.
Sırada hava savunma muhribi ve uçak gemisi var
Kozan Selçuk Erkan, gelecekteki yol haritasına dair
beklentilerini de sıralıyor… MİLGEM projesinin korvet olarak hayatına başlayıp
istif sınıfı fırkateyn olarak yoluna devam ettiğini anlatan Erkan, “Sonrasında TCG Ufuk ile istihbarat
gemisine dönüştü. Şimdi de açık deniz karakol gemisi olarak inşasına
başlanıyor. TCG Anadolu'nun envantere girmesinin ardından en önemli inşa
programımız savaş gemisi teknolojisinin en üst basamaklarından
olan hava savunma muhribimiz ve uzun ufukta uçak gemisi olacaktır”
ifadesiyle sadece MİLGEM’in değil Türk savunma sanayiinin Mavi Vatan’daki yol
haritasına dair görüşünü de paylaşıyor.
Kaynak: Sertaç
Aksan/ TRT Haber/ Gündem
Kod ÇeviriciKod Çevirici EmojilerEmojiler