Yapay zeka suikastları artabilir
İran nükleer
programının kilit isimlerinden Muhsin Fahrizade suikastında yapay zekaya sahip
silahın kullanılması yeni bir dönemin habercisi… Uzmanlara göre özellikle
istihbarat örgütleri bu tarz eylemlere karşı koyabilecek teknikler üretmek
zorunda. TRT’nin yeni dizisi Teşkilatın bir bölümünde drone ile bir suikast
sahnesi buna bir örnek olabilir mi?
Hedef kişiye suikast
düzenlemek belki de insanlık tarihinin en eski yöntemlerinden biri. Ancak
yıllar geçip teknoloji geliştikçe bu alanda da çok farklı teknikler sahne
almaya başladı.
Takvimler Kasım 2020’yi gösterdiğinde dünya her ne kadar koronavirüs pandemisi ile çalkalanıyor olsa da ajanslara düşen bir son dakika bilgisi dikkat çekiciydi. İran nükleer programının kilit isimlerinden fizik profesörü Muhsin Fahrizade başkent Tahran’a yakın bir yerde suikasta uğramış ve hayatını kaybetmişti.
Cevap bekleyen sorular çok
fazla
İran’ın yapısı
gereği suikasta dair pek fazla detay kamuoyuyla paylaşılmadı. Ancak özellikle
uluslararası basın konunun üzerine ısrarla eğildi ve bazı ipuçları gün yüzüne
çıktı. Her ne kadar farklı versiyonlar olsa da Fahrizade suikastında eylemin ‘yapay zekaya sahip ve uydudan kontrol
edilen’ bir silah ile yapıldığı görüşü ağırlık kazandı.
Buna göre söz konusu
silah Fahrizade'nin yüzüne odaklanmış ve 13 el ateş etmişti. Etrafında 11
koruması olduğu bilgisinden yola çıkarsak bu saldırının çok kanlı
geçmesini beklemek oldukça makuldü. Ancak Fahrizade’nin yüzünü hedef alan silah
kendisine yalnızca 25 santimetre mesafedeki eşinin burnunu bile kanatmadı.
Sonuçta Fahrizade
ile birlikte koruma müdürü ve ekipteki diğer bazı güvenlik elemanları da
hayatını kaybetti. Diğer korumaların ne yaptığı, o sırada yaşandığı iddia
edilen patlamanın nasıl meydana geldiği, yapay zekaya sahip silahı taşıyan
aracı oraya kimin getirdiği gibi sorular henüz yanıt bulmadı.
Nedir bu yapay zeka?
Bursa Teknik Üniversitesi Uluslararası İlişkiler ve
Siyaset Bilimi Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ali Burak Darıcılı ile Fahrizede
olayı üzerinden ‘yapay zeka ve suikast’
konusunu konuşurken öncelikle bu teknolojiye dair genel bir çerçeve çizmek
ihtiyacı olduğunu düşündük.
Doç. Dr. Darıcılı, çok fazla tanımı olmasına rağmen yapay zekayı "En genel ifadeyle, insan davranışlarını, düşünme şeklini, hareketlerini kopyalayan, taklit eden ve kendini geliştiren algoritmalar, yazılımlar, modeller ve makinalar" şeklinde tanımlıyor.
Her ne kadar özellikle bilim kurgu filmlerinde ‘makinalar insanlığı ele geçirecek’ tarzı bir yaklaşımla gerçek üstü algılara hitap edilmiş olsa da aslında son 10 yıllık süreçte gerçekten de ayakları yere basan bir şekilde tartışılmaya başlandı yapay zeka.
Çok farklı alanlarda
hayatımızda
Yapay zekanın
üretimden hizmet sektörüne, sağlıktan ticarete, ekonomik bazı alanlardan
güvenlik bürokrasisine kadar çok geniş bir alanda kullanıldığını hatırlatan
Doç. Dr. Darıcılı, bu teknolojinin de tıpkı diğer büyük çoğunluk gibi önce uzay
çalışmalarında, ardından askeri alanlarda ve nihayetinde günlük kullanımda
kendini gösterdiğini söylüyor.
Teknoloji güvenliği doğrudan
etkiliyor
Doç. Dr. Ali Burak Darıcılı, yapay zekanın ülkeler
için askeri-istihbari güçlerini daha da pekiştirmek adına çok değerli bir araç
olduğu bilgisini paylaşıyor ve “Siber
güvenlik ve yapay zeka kavramı oldukça önemli bir noktaya taşındı.
Teknolojinin güvenliğe doğrudan etki ettiği bir yüzyıldayız ve bunun
yansımalarını daha da sık göreceğimiz bir yakın geleceğe doğru gidiyoruz”
dedi.
Basına yansıyan
projeler kadar yansımayan ve aslında bilinenlerden çok daha sofistike olan
yapay zeka uygulamalarının olduğuna dikkat çeken Doç. Dr. Darıcılı, tüm bu
anlattıklarının ardından asıl konumuza, yapay zeka ve suikast ilişkisine
geliyor.
Fahrizade suikasti
her ne kadar kendi içinde ‘ilkleri’ barındırsa da aslında bir yüz tanıma
programıyla hedef kişinin öldürülmesi ilk kez olan bir şey değil… Darıcılı bu
bilgiyi “ABD daha önce Suriye ve
Irak’taki kimi nokta hedefleri bu şekilde yok etti. Kritik teröristlerin
yüzleri SİHA’ların belleğine aktarıldı. SİHA bu yüzü gördüğü anda herhangi bir
operatöre ya da onaya ihtiyaç duymadan direkt olarak füzeyi ateşliyor ve hedefi
yok ediyordu” görüşüyle örneklendiriyor.
Tetiği çekenin yakalanma
ihtimali yok
Tüm bu örneklerin
ardından Fahrizade suikastına bir kez daha dönüyor Doç. Dr. Ali Burak Darıcılı
ve yapay zeka tarafından işlenen bir cinayetin ne anlama geldiğini yorumluyor:
“Son derece sofistike bir iş bu suikast. Tabi çok
bilinmeyenleri var halen ancak eldeki veriler bizi bazı noktalarda sonuca
götürüyor. Bir kere böylesine kritik bir ismi ortadan kaldırıyorsunuz ve geride
yakalanan kimse yok.
O an elim titredi, gözüm yanlış gördü, rüzgarı
yanlış hesapladım gibi insana özgü hatalar da yok… Tetiği çeken bir insan
olmadığı için ne alandan kaçması, ne başka bir yere tahliyesi ne de geride
bırakılan kanıtlarla uğraşmıyorsunuz.
Öte yandan bu suikastı planladığınızı ve tetiği
çeken ismin yakaladığını düşünün… Nasıl bir siyasi krizin çıkabileceğini
kestirebiliyoruz. Yapay zeka ile bunu yaptığınızda bu tür eylem sonrası
gelişebilecek yansımaları da minimize ediyorsunuz.”
[Yapay zeka ile çalışan kimi insansız hava araçları hedeflerini kendileri belirleyip, füze ateşleyebiliyor. Foto: Temsili.]
İstihbarat
örgütleri için yeni bir alan doğuyor
Peki yapay zeka ile suikast bu kadar kolay mı? Ya da istihbarat örgütleri başta olmak üzere güvenlik kurumlarının buna karşı bir önlem alma şansı yok mu?
Ali Burak Darıcılı bu sorumuza da yanıt veriyor… Ama öncelikle her şeyin halen ‘insan’ temelinde ilerlediği uyarısında
bulunuyor. Yani yapay zekalı bir silah sistemi var, kontrolünü de uydudan
yapıyorum ve artık personele ihtiyacım yok gibi bir anlayış doğru değil. Aksine
bu tür işleri yapabilmek adına sahadaki kaynaklarınıza her zamankinden daha çok
ihtiyacınız var.
“Fahrizade’nin oradan
geçeceği bilgisini getiren de bir insandı, yapay zekaya sahip silahı taşıyan
aracı o kavşağa getiren de” diyor Darıcılı ve nasıl karşı konabileceğini şu sözlerle
anlatıyor:
“Belli ki yakın
gelecekte bu tür faaliyetleri daha çok göreceğiz. O zaman istihbarat örgütleri
ve güvenlik kurumlarının da ‘istihbarata karşı koyma’ mantığını yeniden dizayn
etmesi lazım.
Teknoloji istihbaratta
çok önemli. Karşı taraf bunu kullanıyorsa siz de kullanacaksınız. Personelinizi
eğitecek, bu tür saldırıları engelleyecek, belki de belli bir mesafede uydu
iletişimi dahil tüm akışı kesecek karşı tedbirlere yöneleceksiniz.
Fiziki ve sistemsel
kontrespiyonaj konusunda kurumların kendini geliştireceği ve yeni nesil
teknikler üretmek durumunda kalacağı bir dönem bizi bekliyor.”
Kaynak: Sertaç Aksan/ TRT Haber/ Gündem
Kod ÇeviriciKod Çevirici EmojilerEmojiler