Tank avcıları sahadaki riskleri azaltacak
Silah Taşıyıcı Araçlar (STA) Projesinde TSK’ya teslimatlar
sürüyor. Uzmanlara göre Kaplan ve Pars isimli araçlar hem sahip oldukları
kabiliyetler, hemde üzerlerine takılı yerli füzelerle sahada Mehmetçik için
önemli roller üstlenecek.
Karada, havada, denizde… Yerli ve milli savunma sanayii Türk Silahlı Kuvvetlerinin ihtiyaçlarını
karşılayabilmek için var gücüyle çalışıyor. Bu kapsamda kimi projeler
tamamlandı, kimileri gelecek dönemde başlayacak. Kimileri de halihazırda devam
ediyor. Silah
Taşıyıcı Araçlar (STA) Projesi de devam eden çalışmalardan biri... Burada temel
amaç TSK’nın ihtiyaç duyduğu anti tank araçlarının envantere girmesiydi.
Geçtiğimiz yıllarda yapılan ilk teslimlerin ardından süreç adım adım ilerledi
ve kısa bir süre önce yeni bir parti daha teslim edildi.
Kaplan
ve Pars sahadaki yerini aldı
Kaplan ve Pars isimli araçların önemini, bu
araçların sahaya etkilerini ve üzerlerindeki füze sistemlerini Savunma Sanayii
Araştırmacısı Anıl Şahin ile konuştuk.
Şahin öncelikle Türk Silahlı Kuvvetleri envanterinde,
M113 ve ZMA-15 gibi platformlara Anti-Tank Güdümlü Füze (ATGM) entegre edilmesi
ile oluşturulan zırhlı tanksavar araçların mevcut olduğunu hatırlattı.
Ancak bu araçlardan en modern olanlarının dahi
yaklaşık 20 sene önce envantere alındığı ve tamamında ithal tanksavar füzeler
kullanıldığı bilgisini veren Şahin, Kaplan ve Pars’ın sahip oldukları yeni teknolojiler
düşünüldüğünde bu projenin neden önemli olduğunun ortaya çıkacağı görüşünde.
Pars STA kendi alanında tek
FNSS tarafından geliştirilen Kaplan STA’nın halen
kullanılan M113 ve ZMA-15 gibi platformların yerini alacağını ya da bunları
destekleyecek şekilde konumlandırılabileceğini anlatan Şahin, “Pars STA ise
taktik tekerlekli yapıda olması sebebi ile TSK envanterinde muadili bulunmayan
bir sistem olarak öne çıkıyor. TSK envanterinde taktik tekerlekli yapıda çok
sayıda araç var ancak anti-tank konfigürasyonundaki taktik tekerlekli tek araç
PARS STA oldu” dedi.
Suriye gibi sahalar için son derece önemli
Türkiye’nin silah taşıyıcı araçları nerede
kullandığı sorusunu yönelttiğimiz Anıl Şahin, öncelikle kamuoyundaki bir yanlış
algıya dikkat çekiyor.
“Anti-tank araçlarının sadece ana muharebe tanklarına karşı kullanıldığı oldukça yanlış bir düşünce” diyen Şahin, şöyle devam etti:
“Anti-tank güdümlü füzeler, muharebe sahasındaki duruma göre zırhlı veya
zırhsız bütün hedeflere karşı kullanılabiliyor.
Özellikle Suriye gibi bir asimetrik muharebe
sahasında anti-tank füzesi ile teçhiz edilen PARS/KAPLAN gibi zırhlı
platformların önemi bir kez daha anlaşıldı.
Hatırlayalım; Suriye’de çoğunlukla DEAŞ tarafından
gerçekleştirilen ve SVBIED diye tabir edilen zırhlandırılmış bombalı araçlarla
saldırılar düzenlendi. Bu araçlar zaten zırhlı olmasına rağmen DEAŞ’lı
teröristler tarafından çevresi çelik, demir ve benzer şeylerle daha da
güçlendirilerek hedefe yönlendiriliyordu.
Bu tür intihar saldırılarında farklı çaplardaki toplar
savunma için yetersiz kalmış, tank atışlarının da başarısız olması sebebi ile
maalesef şehitlerimiz olmuştu. Sadece bu örnek bile sahada her an
kullanılabilecek, mürettebatı zırhlı bir platform tarafından korunan, gelişmiş
sensörler ve haberleşme sistemleriyle teçhiz edilmiş anti-tank sistemlerinin
önemini ortaya koyuyor.”
Üstlerinde yerli ve milli füzeler olacak
Teslim edilen araçların Orta Menzilli Tanksavar
(OMTAS) Anti-Tank Güdümlü Füze (ATGM) ile donatıldığını görmüştük. Şahin’e bu
durumu da sorduk:
“Teslim edilen Kaplan ve Pars STA’ların ilk
kafileleri Rusya Federasyonu tarafından daha önce tedarik edilen
ve Kara Kuvvetleri Komutanlığı envanterinde bulunan
KORNET-E tipi tanksavar füzeleri ile donatıldı. Bu füzeler 5,5 kilometre
menzile sahip ve lazer güdümlü.
Şu anda ise ROKETSAN tarafından milli imkanlarla
geliştirilen OMTAS füzesi entegre edilmiş STA’ların teslimatları sürüyor.
OMTAS, 4 kilometre menzile sahip ancak Görüntüleyici Kızılötesi (IIR) başlığı var.
IIR güdüm, lazer güdüme göre pek çok avantajı bünyesinde barındırıyor.
Tüm hava koşullarında hedefi buluyor
Öte yandan Mehmetçik OMTAS ile tüm hava koşullarında
görev yapabilme yeteneğine kavuşuyor. Yerli ve milli OMTAS sabit ve hareketli
hedeflere karşı kullanılıyor, ateşlendikten sonra dahi hedef güncelleme imkanı
sunuyor ve en önemlisi ise sütre gerisinden atış ve at-unut özelliklerine
sahip.… OMTAS’ın çok daha farklı özellikleri de var.
Burada bir noktanın daha altını çizmekte fayda
görüyorum. Türkiye, sadece araçtan atılan OMTAS’ı üretmedi. Ayrıca üç ayak
üzerinden atılan OMTAS füzeleri de çalışıldı ve bunların da teslimatı devam
ediyor. Bunlara ek olarak, 8 kilometre menzilli L-UMTAS ve UMTAS füzelerinin de
teslimatları sürüyor. Hepsini alt alta koyduğumuzda Türkiye’nin bir alanda daha
çok değerli bir atılım yaptığı net bir şekilde görülüyor.”
Kaynak: Sertaç
Aksan/ TRT Haber
Kod ÇeviriciKod Çevirici EmojilerEmojiler