Türk havacılık tarihinde yeni sayfa
Bayraktar
Akıncı’nın 1360 kilogram yükle 13 saatten fazla uçması milli SİHA’ların
ulaştığı seviye açısından oldukça kritik. ‘Türk havacılık tarihi için yeni bir
sayfa açıldı’ diyen uzmanlar, Akıncı’nın ‘çok rollü’ bir platform olacağı
görüşünde.
Türkiye’nin
yerli ve milli SİHA’larıyla ilgili uzun zamandır hem ülkemiz medyasında hem de
uluslararası basında haberler yapılıyor. Suriye sahasındaki
başarının ardından yurt içinde sıkça konuşulan SİHA’larla ilgili kimi çevreler ‘abartmayın’ dediğinde aslında
akıllarda tek bir soru vardı. Gerçekten de milli SİHA’lar bizim gözümüze mi çok
başarılı geliyordu?
Sonrasında
önce Libya hemen
ardından Karabağ’da gördük Türk SİHA’larını. Zaten bu iki kritik virajın
ardından iş öyle bir noktaya geldi ki; ‘abartmayın’
diyenler dahi yurt dışındaki çok seçkin mecralarda Türk SİHA’larını öven haber,
köşe yazısı ve makaleleri paylaşmaya başladı. Gelinen noktada dünya
SİHA’larımızı enine boyuna tartışıyor, başta Avrupa ülkeleri olmak üzere çoğu
başkentte Türk SİHA’ları ‘rol model’
olarak kabul ediliyordu.
Türk SİHA’ları zamana meydan okuyabilecek mi?
Bayraktar TB-2 ve ANKA-S’nin rüzgarı eserken içten
içe çekince duyduğumuz bir husus daha belirdi… Türkiye bu alandaki
başarılarının devamını getirebilecek miydi? Daha net bir dille soracak olursak
Türk SİHA’ları zamana meydan okuyabilecek miydi?
Biz bunları düşünürken bir anda Baykar Savunma’nın
Akıncı’sı, TUSAŞ’ın Aksungur’u girdi hayatımıza… Hedefler, prototipler, ilk
uçuşlar derken bir süre sonra en uzun sürede havada kalma ve uçuş yüksekliği
gibi rekorları konuşur olduk. Anlaşılan o ki Türkiye, TB-2 ve ANKA-S’ten
devraldığı ‘kendi sınıfında en iyisi’ bayrağını daha da yükseğe taşıyacaktı.
İşte böyle bir dönemde Baykar yeni bir açıklama daha
yaptı ve önemli bir video paylaştı. Görüntüleri izlediğimizde, Nüfuz Edici
Bomba (NEB) taşıyan Akıncı SİHA’nın 13 saatten daha fazla havada kaldığını
gördük. Peki bu ne demekti? Bir SİHA’nın NEB taşıması ya da yaklaşık 1360
kilogram yükle 13 saatten fazla gökyüzünde süzülmesi neden önemliydi?
Bu soruların yanıtını almak için Savunma Sanayii Araştırmacısı Kadir Doğan ile
konuştuk. Doğan da bizim gibi videoyu izlemiş ve gerçekten de etkilenmişti. “Kuşkusuz, Türk havacılık tarihi için
oldukça önemli bir başarı” diyerek girdi söze ve nedenlerini de hemen
arkasından anlatmaya başladı.
Her şeyden önce bir insansız platformla bu kadar
fazla yük taşımak, bu yükü oldukça yüksek irtifalarda da muhafaza etmek ve 13
saat gibi hiç de azımsanmayacak bir süreye çıkmak platformun kabiliyetini
gösteriyordu.
Ayrıca, 1360 kilogram faydalı yük kapasitesiyle bir
insansız hava aracı çok daha büyük ve etkili faydalı yükleri taşıyabilirdi ve
bu da operasyonel olarak farklı hedefleri imha etmek anlamına geliyordu.
Türkiye’nin ‘çok rollü’ bir SİHA’sı olacak
Doğan anlatırken kısaca araya girmek istiyoruz çünkü
Türkiye’de genellikle ‘faydalı yük =
mühimmat’ gibi yanlış bir denklem dolanıyor zihinlerde.
Kadir Doğan da faydalı yük kapasitesinin sadece
mühimmat özelinde değerlendirilmesi gerektiğine dikkat çekti ve “Bu kapasite içerisinde örneğin SAR
(Sentetik Açıklıklı Radar) ve AESA gibi radarlar ile çeşitli görüntüleme ve
elektronik harp sistemleri olabilir. Yine çeşitli sinyal istihbaratı
kabiliyetleri kazandıracak alt sistemlerin de entegrasyonu yapılabilir. Günün
sonunda bir insansız hava aracının bu kadar fazla yük taşıyıp, uzun sürelerde
havada kalabilmesi onu ‘çok rollü’ bir araç haline getirebilir ki bu da her
açıdan büyük bir kabiliyet. Akıncı’nın NEB taşıdığı videoyu izlerken aklıma
gelen en önemli hususlardan biri de bu oldu. Türkiye son derece gelişmiş bir
‘çok rollü’ SİHA’ya kavuşacak” bilgisini paylaştı.
Bu
kadar ağır yükle böylesine kusursuz bir iniş çok zor
“Bunlar
artık platformun hizmete girişi öncesi son testler. Bu testler ile platformun
her açıdan kabiliyetlerini görmeye başlıyoruz. Her hava aracının bir ‘uçuş
zarfı’ bulunur. Bu uçuş zarfı, platformun tasarımının en başında belirlenir ve
tasarım süreci boyunca çeşitli değişikliklere uğrayabilir. Bu uçuş zarfı
aynı zamanda aracın sınırlarını, performansını ve temel karakteristiklerini
gösterir. Gördüğümüz tüm bu testlerdeki nüanslar da Akıncı adına kritik veriler
içeriyor.
Son test görüntüsü de
bunlardan biriydi... Akıncı, üzerinde NEB gibi ağır bir mühimmatı gövde altında
taşıyarak iniş yapmayı başardı. İniş sırasında ise göze çarpan bir nokta
mevcut. Daha önce de çeşitli iniş videolarında gördüğümüz gibi Akıncı önce arkadaki
iki tekerini yere koyup, sonrasında bir süre sonra ön iniş takımını da yere koyarak inişine devam ediyor. Bu iniş tipine ise havacılıkta
‘flare’ adı veriliyor. Akıncı’nın TB2 gibi otonom iniş kabiliyetine sahip
olduğunu biliyoruz ve bu tipteki bir inişi otonom olarak yapmak hele de böyle
gövde altında yer alan ağır mühimmat ile yapmak gerçekten önemli bir
kabiliyet.”
[Aksungur ve Akıncı, Türk SİHA'larının ulaştığı başarıyı daha da üst bir noktaya taşıyacak.]
Havada kalış süresi ya da en yüksek irtifaya ulaşmak neden önemli?
Kadir Doğan, Akıncı’nın son videosunu yorumlarken
aslında biraz daha özelden genele gitmek istiyor ve kendisinden iki farklı
bilgiyi yorumlamasını istiyoruz…
Geçtiğimiz günlerde Akıncı'nın 38 bin feet’in
üzerine çıktığı bilgisi gelmişti ki bu bir rekordu. Diğer tarafta ise
Aksungur'un 49 saat gibi bir süreyle havada kalış rekoru kırdığını biliyoruz.
Bunların neden önemli olduğu konusunu netleştirmek adına Doğan’ın görüşlerini
soruyoruz.
Seyir irtifası ve havada kalış süresinin bir hava
aracı için en önemli karakteristik parametrelerden biri hatta en başta
gelenlerinden olduğunu söylüyor Doğan.
Önce, Aksungur’un 49 saat havada kalmasını değerlendiriyor ve “Çok büyük bir başarı. En genel haliyle
yorumlarsak bu durumu; Aksungur’un çok iyi bir aerodinamik tasarıma, çok iyi
bir uçuş kontrolüne ve oto pilota sahip olduğunu hemen anlıyoruz. Zira bunlar
olmadan böylesine bir hava aracının bu kadar süre havada kalması mümkün değil”
bilgisini paylaşıyor.
Akıncı’nın irtifa
rekorunun da kritik olduğuna işaret ediyor Doğan. Anlattıklarından, yüksek
irtifalarda hava araçlarının seyri oldukça zor bir durum olduğunu ve özellikle
20 bin feet üzerinde havanın çok farklı davrandığını, basıncın düşüp,
sıcaklıkların aniden değişebildiğini, çok farklı hava olayları meydana
geldiğini öğreniyoruz.
Bu irtifalarda bu kadar uzun süre sorunsuz bir
şekilde kalabilmek için çok farklı parametrelerin birbirinden hem bağımsız hem
de koordineli olarak kusursuz çalışması gerektiği bir gerçek.
Akıncı’nın da Aksungur’un ortaya koyduğu performans
oldukça büyüleyici. Paylaşılan bilgiler, yayınlanan videoları haberin başında
sorduğumuz ‘Türk SİHA’ları zamana meydan
okuyabilecek mi?’ sorusuna ‘evet’ yanıtını
vermemizi sağlamakla kalmıyor, yakın geleceğe daha da ümitli ve
beklentilerimizi yükselterek girmemizi sağlıyor. Anlaşılan o ki, Türk SİHA’ları
uzun bir süre daha dünya kamuoyunu meşgul etmeye devam edecek…
Kaynak: Sertaç Aksan/ TRT Haber
Kod ÇeviriciKod Çevirici EmojilerEmojiler