ANKA Gemilerle Aynı Dili Konuşacak




ANKA Gemilerle Aynı Dili Konuşacak


Türkiye’nin havadaki gurur kaynaklarından ANKA’nın menzili artırıldı, AİS yeteneği ile donatıldı. TUSAŞ’ın tasarım süreci tamamlanmış bir üründe menzil artırabilmesine dikkat çeken uzmanlar, bunun son derece önemli bir kabiliyet sağladığı görüşünde.

Son yıllarda silahlı ve silahsız insansız hava araçlarında devrim yaratan ve dünya genelinde bu alanda en üst sıralara tırmanan Türkiye hız kesmiyor.

Türk Havacılık ve Uzay Sanayi (TUSAŞ) tarafından yapılan son açıklamada, havadaki en önemli vurucu güçlerimizden ANKA’larla ilgili olarak “Menzili artırılan ve ilk kez Otomatik Tanımlama Sistemi (AİS) ile donatılan 4'üncü ANKA'yı Deniz Kuvvetleri Komutanlığına teslim ettik” bilgisinin paylaşılması, bu adımın hangi imkan ve kabiliyetleri kazandıracağı sorusunu da beraberinde getirdi.

Konuyu yakından takip eden isimlere göre Türkiye'nin, Doğu Akdeniz ve Ege’de Yunanistan başta olmak üzere bölgedeki haklarına razı olmayan ülkelerle kriz yaşadığı bir dönemde farklı yeteneklerle donatılan ANKA’yı Deniz Kuvvetleri Komutanlığı emrine vermesi tesadüf değil.

Türkiye’nin geldiği noktayı gösteriyor



Savunma Sanayii Araştırmacısı Kadir Doğan, TUSAŞ’ın sosyal medya paylaşımında iki kritik bilginin yer aldığına işaret etti.

Entegre Otomatik Tanımlama Sistemi (AIS: Automatic Identification System) yeteneği ile donatılan bir ANKA’nın ne gibi avantajları olacağına dair değerlendirmelerde bulunan Doğan, “ANKA’nın menzilinin arttığına dair bilgi de aslında yepyeni bir başlangıç. Bu durum sadece daha uzağa giden bir hava aracı anlamına gelmiyor. Söz konusu gelişme, TUSAŞ’ın dolayısıyla Türkiye’nin bu konularda nasıl bir bilgi birikimine sahip olduğunu göstermesi açısından son derece kritik” bilgisini paylaştı.
[Savunma Sanayii Araştırmacısı Kadir Doğan.]


Ağa bağlı tüm unsurların bilgiler ortak havuzda



Modernize edilen ANKA’lara entegre AIS sayesinde yüzlerce kilometre mesafedeki tüm deniz üstü unsurlarının kimlik bilgilerini tespit yeteneği kazandırıldığına dikkat çeken Doğan, şöyle devam etti:

“Otomatik Tanımlama Sistemi yani AIS, gemilerin birbirlerinin konum, hız, isim ve benzer parametreleri birbirileri arasında paylaşmalarını sağlayan bir sistem. Bu sistem sayesinde, AIS ağına bağlı olan tüm deniz araçlarının bu bilgilerine anlık olarak ulaşabilme imkanına sahip oluyorsunuz.

Bu sistem, sahip olduğu bu kabiliyetler sebebiyle özellikle deniz trafiği için oldukça önemli sistem olarak göze çarpıyor. AIS’in insansız hava sistemlerine entegre edilmesi ise bu sistemlerin özellikle arama-kurtarma amaçlı olarak kullanımının önünü de açıyor. Arama-kurtarma görevi üstlenen insansız hava sistemlerinde, otomatik tanımlama sisteminin kullanılmasının birçok avantajı da bulunuyor.”

Denizdeki arama-kurtarma çalışmalarına havadan müdahale



Kadir Doğan, “ANKA’ların AIS sistemine entegre edilmesi ne tür kazançlar sağlayacak?” sorusuna ise şu yanıtı verdi:

“İlk olarak ‘çarpışmadan kaçınma’ sürecini sayabiliriz. Havadaki unsurlarımıza da AIS tarafından sağlanan veriler anlık olarak ulaşacak. Verilerin hem hava hem de deniz araçlarında anlık olarak görülmesi; standart çarpışma önleme sistemleri haricinde, yedekli bir çarpışma önleme sistemi sağlamış olacak.

İşin bir diğer boyutunun arama-kurtarma faaliyetlerinde olacağını söyleyebiliriz. Türkiye’nin arama-kurtarma sınırları içerisinde yer alan hava ve deniz vasıtalarının karada, havada, su üstünde ve su altında tehlikeye maruz kalması, kaybolması veya kazaya uğraması hallerinde aranması ve kurtarılması görevleri yürütülüyor. AIS sistemine entegre edilmiş insansız hava sistemleri ile bu görevler çok daha başarılı ve efektif bir şekilde icra edilebilir.
              [ANKA, sahip olduğu yeteneklerle sınıfının en özel araçlarından biri olarak kabul ediliyor.]

Su üstü hedeflerde gemilerle tam koordinasyon



AIS sistemine dahil bir ANKA’nın olası bir arama-kurtarma sırasında görsel yönlendirme açısından da son derece değerli katkıları olacağı bir gerçek. Diğer taraftan hepimizin bildiği üzere hava araçlarının durumsal farkındalığı son derece gelişkin. Sahip oldukları radar ve kamera gibi faydalı yüklerle bu araçların su üstü hedeflerinde ya da arama-kurtarma faaliyetlerinde çok anlamlı katkıları olması gayet mümkün.

Tüm bunların yanında Otomatik Tanımlama Sistemi (AIS) içerisine dahil edilen insansız hava sistemi, bu haberleşme ağını, kendi görevlerini idame ettirmek için de kullanabilir. İnsansız hava sisteminin haberleşme bağlantısında yaşanabilecek olası kesintide, AIS kullanılması da hava sisteminin güvenirliğini artıracak ve merkezden verilen görevler kesintisiz bir şekilde icra edilebilecek.”

TUSAŞ’ın menzil hamlesi geldikleri noktayı gösteriyor



TUSAŞ’ın paylaşımında ‘menzili artırılan’ ifadesinin dikkatlerden kaçmaması gerektiğinin altını çizen Doğan, insansız hava sistemlerinde iki farklı menzil kavramının olduğunu anlattı.

“Bunlardan ilki hava platformunun aerodinamik yapısı sebebiyle kat edebileceği maksimum mesafeyi belirtiyor. İkincisi ise insansız hava sisteminin, yer kontrol istasyonu ile efektif bir şekilde veri iletişimini sürdürebileceği haberleşme menzilini içeriyor” diyen Doğan, şunları söyledi:

“Ülkemizin sahip olduğu insansız hava sistemlerinin farklı yer kontrol istasyonları ile anlık bağlantı sağlama kabiliyeti gayet yüksek. Bu nedenle haberleşme menzilinin artırılması gündemin ikinci planında yer alıyor ve platformun kat edebileceği menzilin artırılması çok daha önemli bir hal alıyor. 

TUSAŞ’ın ANKA’da yaptığı menzil artırımı haberleşmeyi değil, aracın daha fazla mesefa kat edebilmesini kapsıyor. TUSAŞ’ın ANKA’nın aerodinamik ya da yapısal tasarımında değişiklikler yaptığını düşünüyorum.

Bu değişiklik Türkiye’nin yerli ve milli savunma sanayisi açısından son derece önemli. Aslında TUSAŞ bu adımla özellikle ANKA özelinde sahip olduğu teknoloji kazanımının ne derece yüksek olduğunu gösteriyor.

Tasarım süreci tamamlanmış bir üründe, geliştirme süreci içerisinde yapısal ve özellikle de aerodinamik tasarımında değişiklikler yapılması, endüstriyel tasarım süreçlerinin çok doğru bir şekilde uygulandığı anlamına geliyor. Bu açıdan bakıldığı zaman TUSAŞ’ın sahip olduğu bu kabiliyetlerin çok önemli olduğunu düşünüyor, benzer adımların diğer yerli ve milli savunma sanayii ürünlerimizde de gelebileceğine inanıyorum.”

Kaynak: TRT Haber/ Sertaç Aksan

Sonraki
Önceki Konu
Önceki
Sonraki Konu »