Yazar: Oğuzhan Dilmeç
“Bye
Bye Türkçe” kitabından sonra okuduğum ve çok hoşuma
giden kitaplardan birisi de “Hedef
Türkiye” kitabıdır. Hatta bu günlerde ekonomik savaş olarakta hedef alınan,
yıkılmaya çalışılan güzel ülkemiz üzerine oynanan oyunları anlamak açısından,
yıllarca Amerika’da yaşamış “Türk
Aynştayn” olarak tanınan Prof. Dr.
Oktay Sinan oğlunun gözünden olaylara bakalım.
25 Şubat 1935 yılında İtalyanın Bari şehrinde dünyaya
gelen Oktay Sinanoğlu, babasının diplomat olmasından dolayı İtalya doğumludur.
Kimya Mühendisi olan Oktay Sinanoğlu hep okuduğu okulları birincilikle
bitirerek dünyanın en genç Profösörü ünvanını almıştır. İlmi çalışmalarının
yanında iki defa Nobel ödülüne aday gösterilmiştir. Prof. Dr. Oktay Sinanoğlu
yıllarca ülkesinin dışında yaşamış birisi olarak tam bir Türkiye sevdalısıdır.
19 Nisan 2015 yılında Amerika’da vefat etmiştir.
“Hedef
Türkiye” kitabında sayfa 170’den alıntı yapalım: “- Sizin ‘Bye Bye Türkçe ‘adında bir
kitabınız çıktı (otopsi yayınevi, İstanbul,2000,2001) Bu kitabınızda özellikle
kültür ve dil üzerine çalışmalarınız var; dışarıdan ve içerideki
yardakçılarıyla Türkiye üzerine oynanan derin oyunları da sergiliyorsunuz.
Yakın bir zamanda da Türkiye de Türkçe dışında eğitim verilmesi konusunda ve
devletin okullarında, ana okulundan başlayarak derslerin İngilizce
yapılmasıyla ilgili bir yasa tasarısı kabul edildi. Türkçe ve bu yasa hakkındaki
değerlendirmeniz nedir?”
“-
Türkçe konusunda 40 yıl tek başıma mücadele ettim. Çünkü Amerika’nın, İngiliz’in,
fırsat bulduğu zaman Fransız’ın, fırsat bulduğu zaman da başka ülkelerde Rusya’nın
yaptıklarını çok iyi biliyoruz. Oralardan biliyoruz. Ee başından beri bu işin
farkındayız. En büyük emperyalizm, en büyük sömürgecilik, bir ülkenin dilini
yok etmektir. Çünkü bir ülkenin dili yok edilirse, o dille birlikte yüzyıllar,
binyıllar boyunca gelişen kültür de gider. Durumu şöyle ifade edersek; Dil,
gönlü yüzdüren gemidir. “Gönül” tabii kişinin iç alemi kavramı, ama onun bir
de toplumsal şekli var. Toplumun da gönlü var. Toplumun gönlünün adı, “kültür”
dür. Dolayısıyla dil giderse, kişinin gönlü de gider. Çünkü gönlü yüzdüren gemi
batarsa; toplum için de, toplumun gönlü olan kültürü gider. “kültür” denilince
ise Hakkari’de bale gösterisi yapılmasını kesinlikle kastetmiyoruz. Kültür
deyince, binlerce yıldır birikmiş bir takım gelenekler, yemek tarzından tut da,
insan ilişkileri, kimlik, dünyaya, insanlığa bakış açısı, bütün bunlar dile
bağlı. Dil giderse gönül gider; gönül giderse kimlik yok olur; kimlik gidince
ne olduğunu, kökenini şaşırmış, dedesini İngiliz holiganı zanneden birtakım
abuk sabuk bir kalabalıktan ibaret bir gürüh haline dönüşür toplum ulus yerine” (Hedef Türkiye, Oktay Sinanoğlu )
“Hedef
Türkiye” kitabının “İçten,
Dıştan Saldırılar Karşısında Türkiye” bölümünden EyiTv’de Semra Topçuoğlu’nun
Oktay Sinanoğlu ile yaptığı mülakatı, “Düşündükçe” programı – 16 şubat 2001
tarihinde anlattığı bölümden kısa bir alıntı yaptık. Bu kısacık alıntı bile dilimizin ne kadar büyük bir tehlike ve tehdit
altında olduğunu göstermektedir. Okumayanlar için” Bye Bye Türkçe” kitabı ve “Hedef
Türkiye” kitabını mutlaka okumanızı tavsiye ediyorum.
Kod ÇeviriciKod Çevirici EmojilerEmojiler