Dünyayı Kurtaran Aşı Kaşifleri




Dünyayı Kurtaran Aşı Kaşifleri


Nisan ayının son haftasında kutlanan “Aşı Haftası”, koronavirüsten dolayı yaşanan bu sıkıntılı günlerde, geçmişte pek çok can kaybına sebep olan bu hastalıklara karşı aşıyı bulan, dünyayı kurtaran aşı kaşiflerinin saygıyla hatırlanacağı günlerdeyiz. Bu bilim insanlarına kahraman denmesinin sebebi ilk denemeleri bile kendi üzerlerinde yapmış olmalarıdır. Milyonlarca insanın hayatını kurtaran aşının kahramanlarının bazıları: 


Çicek aşısı- Edward Jenner


Tarihte aşıya ilişkin ilk bilinen ilk çalışmalar, çiçek hastalığıyla başlıyor. Bazı kaynaklar milattan önce 4. Yüzyılda Çinliler tarafından, bazı kaynaklara göre ise Orta Asya’da yaşayan Türklerin geliştirdiğini gösteriyor. Günümüzdeki çiçek aşısının bilimsel olarak ilk çalışmalarını yapan kişi 1749 doğumlu İngiliz Cerrah Edward Jenner. Birçok insanın ölümüne sebep olan çiçek hastalığı için aşıyı geliştiren Jenner, ilk olarak köyündeki çocuklar üzerinde denedi. Bilim insanları çok tepki gösterdi ama o kadar başarılı oldu ki bugün bile tüm dünyada aynı aşı kullanılıyor. Jenner’in tıpta çığır açtığı ve modern immünolojinin temelleri attığı belirtiliyor. 


Hepatit B- Baruch Blumberg


Geliştirdiği Hepatit B aşısıyla Nobel Ödülüne layık görülen Dr. Baruch Blumberg aşı tarihine ismini altın harflerle yazdıran bilim insanlarından birisi. Aşı sayesinde 12-13 milyon kişinin hayatını kurtardığı bilinen Blumberg, kendisini bir “kahraman” değil, “ araştırmacı “ olarak gördüğünü dile getirmiştir. 1976 yılında, Amerikan Sağlık Bakanlığından FDA onayı alan aşı, dünyada yayagın olarak kullanılıyor. Aşı sayesinde Hepatit B’li bir hasta düzenli ilaç kullanarak, karaciğerinin zarar görmesini ömür boyu engelleyebiliyor. 


Kuduz aşısı- Louis Pasteur 


1822 doğumlu Fransız Mikrobiyolog ve kimyager Louis Pasteur ise “aşı “ denildiğinde akla ilk gelen isimlerden. Şarbon, tavuk kolerası ve kuduz gibi virütik hastalıklar üzerinde çalışan Pasteur, ilk kuduz  aşısını 6 Temmuz 1885’de kuduz köpek tarafından ısırılmış 9 yaşındaki Joseph Meister’a uyguladı. Çocuğun sağlık durumunun iyiye gitmesinden sonra Pasteur, “kahraman” ilan edildi. Pasteur, aynı zamanda mayalanma olayında ve bulaşıcı hastalıklarda mikroorganizmaların sorumlu olduğunu ispatlayarak kendiliğinden türeme teorisini çürüttü. Mayalanabilir sıvıların saklanabilmelerini sağlayan “Pastörizasyon” metodu mikrobiyoloğun adını taşıyor. 


14 Aşının 8’i Ondan- M. Ralph Hilleman


“En çok hayat kurtaran bilim insanı” olarak kabul edilen, aşı tarihinin en önemli isimlerinden 1919 doğumlu Amerikalı mikrobiyolog Maurice Ralph Hilleman, kızamık, kızamıkçık ve kabakulak da dahil olmak üzere, dünyada en sık yapılan 14 aşıdan 8’ini bulan isim. Hilleman’ın toplam geliştirdiği yada geliştirilmesine öncülük ettiği aşı sayısı gerçekten muhteşem, öncülük ettiği aşı sayısı 40’a yakın. Hilleman, kızının kızamığa yakalanmasından sonra kızamık aşısını buldu ve işin ilginci 5 yaşındaki kızı Jeryl Lynn’in adını da aşıya verdi. Yıllar sonra bir röportajında Jeryl Lynn Hilleman, “Tek yaptığım doğru zamanda, doğru virüsle ve doğru ve babayla hastalanmaktı” demişti. Suçiçeği, menenjit, zatürre aşıları da Hilleman’ın ya kendisinin geliştirdiği ya da geliştirilmesine öncülük ettiği aşılar arasında bulunuyor. 


Kolera ve Veba- Waldemar Haffkine


Tarihin en ölümcül salgın hastalıkları olarak insanlığın başına gelen kolera ve vebaya karşı aşıyı geliştiren kişi ise 1890’da Ukrayna’nın Odessa bölgesinde dünyaya gelen Waldemar Haffkine idi. Dünyanın birkaç bölgesinde bir anda etkili olan koleraya karşı laboratuvara giren Haffkine, uzun çalışmalar sonunda aşıyı bulmayı başardı. İlk deneyi de kendi üzerinde yaptı. İngiliz hükümeti o dönemde kolonisi olan Hindistan’ın üzerinde aşının denenmesine izin verdi. Hindistan’da kolera salgınından dolayı ölümleri 10 kat azaltmayı başardılar. Aynı bölgede veba içinde çalışmalar yapan Haffkine, aşıyı bulunca yine kendi üzerinde denedi. Bombay’da veba önleme laboratuvarı kurdu. Mucitlerin ve kaşiflerin belki en büyük özelliği buldukları aşıyı kendi üzerlerinde denemeleri dikkat çekici olsa gerek. 


Kaynak: Türkiye Gazetesi / Sağlık                                
Sonraki
Önceki Konu
Önceki
Sonraki Konu »