Çocuk Kıskançlığı: Büyüğü Yok Saymayın

 Yazar: Jülide Türkoğlu





Bütün anne babalar çocuk sahibi olurken, çocuğum olacak, bizde anne, baba olacağız diye dünyanın en güzel duygusunu yaşamıştır. İlk göz ağrım, canım bebeğim, onunla yatıp, onunla kalktınız. Bazen hasta oldu geceler boyu başında nöbet beklediğiniz oldu. Doğum günleri kutlaması derken bebeğinize kardeş geliyor! Haberini aldınız. Tatlı bir telaş, birazda panik oldunuz. Bu arada anne, baba olarak çocuğunuzun, bebeğinizi kıskanacağını konuşuyorsunuz.  Çocuk kıskançlığı sağlıklıdır, büyüğü yok saymayın.

Bütün ilgi kendine iken bir anda yeni doğan kardeşe bütün ilginin yönelmesi , bir çocuk için kabullenmesi zor bir durumdur. Kardeş kıskançlığı aslında normal bir durumdur. Hatta sağlıklı bir durum, önemli olan kıskançlığın derecesidir. Anne, babaya bu durumda çok iş düşüyor. Çocuğun yeni gelen evin en küçük üyesini kardeşini kabullenmesi çocuğun yaşına, anne, babanın yaklaşımına ve çocuğun birazda özelliklerine bağlıdır. Anne, baba ve çevresinin yanlış yaklaşımından dolayı 4-5 yaşında kardeşine nefretle bakan, büyük bir çocuk kıskançlığı yaşayan çocuk gördünüz mü?

Anne, babanın pedagogdan da yardım alarak çocuk kardeşinin gelişine hazırlanmalıdır. Kardeşin gelişine hazırlama işi kesinlikle bebek doğmadan yapılmalıdır. Doğduktan sonra çocuğun kıskançlık  durumu ve yaşı ile de alakalı olarak önlenemez. Bu hazırlığın yapılması evin yeni üyesini kabullenmede ilk adım olacaktır.

Anne, babanın bebek doğmadan veya doğduktan sonra yapabilecekleri birkaç öneriyi de sıralayalım.

Bebek doğduğunda ilk çocuğun hayatında bir değişiklik olmamalıdır. Anne, baba ilk çocukla zaman geçirmeli, hafta sonu park gezmeleri dahil daha önce yapılan etkinlikler beraber yapılmalıdır. Bebeğin gelişi onun hayatını etkilememelidir. Örnek verecek olursak, odasının bebeğe verilmesi onun bebeğe karşı olumsuz etkiler.Mecburi değişiklik yapmanız gerekiyorsa bebek doğmadan yapın. Oda değişimi yapmanız gerekiyorsa 6-7 ay öncesi bu değişiklik yapılmalıdır. Yeni odasını kendi isteğine göre düzenleyin.

Anne, babanın, bebeğin gelişini doğum öncesi uygun bir dil ile anlatması gerekir
Çocuğun yaş durumu önem arz etmektedir. Yaşı icabı, soyut düşünme yeteneği gelişmemiş olması anlamasını zorlaştıracaktır. Doğum sonrası çocuğa yaklaşım çok önemlidir. Çocuk küçük ise ona kardeş sevgisi, yeni kardeşin gelişi hikayelerle anlatmak gerekiyor. Hikayede ona kardeş sevgisi, hikayedeki çocuk gibi düşündürtmeye çalışmalıdır. Hatta kardeşi olan çocuğu hikaye sonunda kahraman ilan edin ki, kardeşinin doğmasıyla kendini kahraman gibi görmesini sağlayın, hissettirin.Kardeş doğduğunda onun hayatında, kardeşinin olması onun için iyi olacağını uygun dille anlatın.

Bebek doğduğunda çocuğunuzu ilgisiz bırakmayın.

Doğum sonrası anne bitkin olacağından yanında bir yardımcı , hala, teyze, baba birisi olacaktır. Bu dönemde anne çocukla rahat ilgilenebilmesi çocukla oyun yada başka bir etkinlikle çocuğun varlığına alışması sağlanmalıdır. Böyle yapılmazsa çocuk bütün ilgi kardeşe olacağından bu durumdan “artık beni sevmiyorlar”  düşüncesi oluşur. Bu durumun oluşmaması için anne bebekle ilgilenirken, baba da çocukla ilgilenmeli onun sevdiği yerler yada onunla zaman geçirin.

Bebeğe yardım etmesi için imkan oluşturun.

Çocuğunuza, bebeğin özellikleri bakıma muhtaç olduğu, derdini anlatamadığı, sıkıntısını ağlayarak bildirdiklerini anlatın. Bu yüzden ona, kardeşi olarak onunda yardım etmesi  gerektiğini anlatın. Mesala “bak bebek uyanmış mı?” gibi görevler verin. Onu takdir edin. Bu şekilde davranarak  sorumluluk vermiş oluyoruz, hem de kardeşlik duygusu oluşumunu sağlamalıyız. Amaç çocuk kıskançlığını önlemektir. Bunun için tavsiyemiz “ büyüğü yok saymayın”  
  
Çocuğunuzda kıskançlık uyandıracak konuşma tarzından kaçının.

Çocuğa , “sen yaramazsın bak kardeşin nasıl uslu duruyor” tarzı yaklaşımdan uzak durun. Bu şekilde yaklaşırsanız çocuk kıskanmıyor olsa bile onu kıskançlığa sevk edecektir.

Bebekten dolayı aşırı ilgi ile şımartmayın.

Anne ve babanın hata yapmaması gereken durumlardan biri de çocuk  kendini kötü hissetmesin diye fazla abartıp şımartmayın. Çocuk terbiyesindeki yapmamamız gereken önemli bir düstur olan İfrat- tefritten (aşırılık-fazla serbestlik) kaçınıp orta yolu tercih etmeliyiz. Darül fünunda (istanbul üniversitesi ) müderrislerinden(profösör) Büyük İslam alimi, Veli Seyyit Abdülhakimi Arvasi hazretleri buyurmuşlar ki “ Evlad büyük nimettir, Nimetin kıymeti bilinmezse, elden gider. Bunun pedagoloji yani çocuk terbiyesi, İslam dininde çok kıymetli bir ilimdir”  Çocuklarımızın eğitiminde titiz davranmalıyız. Çocuklarımızı iyi yetiştirmek, iyi insan olmaları için, vatan sevgisi ile yoğrulmuş birer fert olmaları geleceğimizi kurtarmamız demektir.  Yeni doğacak bebeğinizin, sizin ve ailenize mutluluklar getirmesi dileğiyle.       
Sonraki
Önceki Konu
Önceki
Sonraki Konu »