KUDÜS’ÜN TARİHÇESİ

  Yazar: Hamza Aslan



KUDÜS’ÜN TARİHÇESİ 

Tarihteki en kadim birkaç şehirden birisi Kudüstür. M.Ö.XIX Ve XVIII Yüzyıllarda yazılmış bazı Mısır metinlerinde Kudüs’ün adı geçmektedir. Kısaca Kudüs'ün tarihçesini anlatalım. M.Ö.XIV.  yüzyılda yazılmış bazı mektuplarda ismi Urusalim diye geçer. Bu metinler Aramice yazılmış olup orada Yeruşalem diye geçen ismi latincede Jerusalem olarak geçmektedir. Müslümanların dilinde ise Kudsü’l mukaddes, Kudsü’l makdis veya şu an söylendiği gibi kudüs demişlerdir. Kudüs'ün özelliği Musevilerin, Hristiyanların ve Müslümanların nezdinde,yani üç semavi din için kutsal bir şehirdir. Konum olarak lut gölüne 24 km, Akdenize ise 52 kilometredir.

Tevratta kudüsten salem şehri olarak bahsedilmektedir. Bu bölgede Hazreti İbrahim ve aynı dönem yaşamış Kral Malkiseninde burada yaşadığı kabul edilir. Hazreti İbrahim!in oğlu hazreti İsmail’i kurban etmeye götürdüğü moriya diyarındaki dağın Hz: Süleyman’ın  ünlü mabedini buraya yani Moriya Tepesine yaptırdığı yahudiler  ve Hiristiyanlar tarafından kabul görmüştür.

Hz Musa peygamber zamanında İsrailoğulları, Mısırdan Çıkarak daha sonra Yeşu önderliğinde Filistin topraklarına ulaşabilmiştir. Ve Hazreti Davut zamanında ancak kudüs’e girebildiler. Hz Davud’un oğlu Hazreti Süleyman 7 yılda Mescid-i Aksa’yı inşa ettirmiştir. Babil kralı bühtünasar kudüs’ü ele geçirmiş iken daha sonra işgalin tekrarında her tarafı yakmış, hatta halkın bir kısmını sürgüne göndermiş. Bu sürgünler neticesi şehir 50 yıl harabe halde kalmış.Tekrar inşası M.Ö. 538’de yılında olmuştur.Perslerin istilasına uğramış, M.Ö 332 de ise Mekodonyalı İskender(Büyük İskender) Kudüs’e girmiştir.

İmparator Hadrien döneminde putprestlik revaçta olması burada yeni, putperest bir şehir inşasına neden oldu. Hristiyanlığın yayılmasıyla bu bölge, hz: İsa’nın çarmıha gerildiği bölge kabul edilmiştir. Hristiyanlar şehre fazla dokunmadılar. Müslümanlar alana harabe halde kaldı. Müslümanlar küdüs’ü fethetmeden önce 614’de sasaniler tarafından işgal edildi. 629 yılında tekrar el değiştirdi.  Bizans İmparatoru Heraklius tarafından tekrar alındı. Ta ki 638’de Hazreti Ömer zamanında kudüs müslümanların eline geçti. Yahudiler için kudüs hac yaptıkları kutsal bır mekandır. Hac için yılda üç kez gelmeleri gerekiyor. Yahudilere göre Tanrı Yehuda tarafından seçildiği için kutsaldır. Yahudiler yemek dualarını da kudüs dönerek yaparlar.

Hıristiyanlar içinde kudüs kutsaldır, çünkü Hz: İsanın çarmıha gerildiği yer olarak kabul ederler. Hıritiyanların Markos İncilinde Hz İsanın kudüs’te geçen günleri detaylı olarak anlatılır. Kur’anı kerim’de Kudüs adı geçmesede, “Mescidü’l Aksa’nın mübarek kılınan belde” olarak söz edilir. Kudüsün ayrıcalığı müslimanların ilk kıblesinin Mescidü’l  Aksa olması, bir yıl kadar müslümanların kıblesi daha sonra gelen ayet-i kerime ile Mescid-i haram (Mekke) olmuştur. Dolayısıyla Müslümanlar bu şehri sevmiş ve saygı duymuşlardır. Miraç hadisesinde Peygamber efendimizin Mescid-i Haram’dan Mescid-i  Aksa’ya götürülmüş ve ordan göğe yükselmesi, ayrı bir kudsiyet katmaktadır.  Bu şekilde üç semavi din de kutsal olan başka bir şehir yoktur.

Kutsal şehir Selçukluların eline geçmesiyle Avrupa devletleri aralarında yaptıkları ittifak ile haçlı seferlerini başlatmışlardır.  Haçlı orduları başlattıkları bu seferde kudüs’e üç yılda ancak ulaşmışlardır. (1099) Fatımilerin elindeki şehri ele geçirdiler. Şehirde hırıstiyanlardan başka kimse kalmadı. Şehir masumane alınmadı. Kadın, çocuk bir sürü insan katledildiler. 1187’de Selahaddin-i  Eyyübi şehri  teslim aldı. 1516’da Osmanlı İmparatorluğunun egemenliği başladı. Osmanlı İmparatorluğu şehri 400 yıl yönetti. Farklı dinlerden insanlar birarada huzur içinde yaşadılar. Ancak bölgenin huzuru 1870 yılından sonra başlayan yahudi göçü, Abdülhamit han’ın engelleme çabaları durumu değiştirmedi. Birazda kasıtlı olarak Rusya ve Almanya başta olmak üzere bir sürü ülke yahudileri baskıyla filistin’e göçe zorladılar. Osmanlı devletinden Yahudilere Filistinde yer vermesini istediler. Abdülhamithan Filistinde toprak satmayı yasakladı. 

Abdülhamithan’ın  tahttan uzaklaştırılması ile önlerinde engel kalmadı. Siyonist  teşkilat Araplardan büyük paralar verip aldıkları çiftlikleri kolonileştirdi. 1917-1920 Yılları arası İngiliz Askerlerinin hakimiyetinde kaldı. İngilizler Kudüs’ü manda yönetimi olarak aldı. Yahudiler için bütün engelleri kaldırdılar. Burada en büyük hata toprakların satılması, daha sonra satanlar pişman olsada iş işten geçmiştir. Adım, adım sinsi planlarını uygulayıp İsrail Devletini 1948 yılında kurdular. Filistine göç, 2. Dünya savaşında da Avrupadan sürmüştür.Kudüs’ün tarihçesinden de anlaşıldığı gibi, Osmanlı dönemini bilenlerden bunu duyuyoruz:  Ah Osmanlı neredesin!  400 yıl huzur ve güven içinde yaşayan bu topraklardaki insanlar Osmanlı’ yı  Özlüyor. Ah Osmanlı Neredesin!                 


Sonraki
Önceki Konu
Önceki
Sonraki Konu »