Çocuklara Aşırı Korumacı Olmak

  Yazar: Hamza Aslan


   Çocuklara Aşırı Korumacı Olmak

       Çocuklar dediğimizde aklımıza gelen bir tanemiz, canımızdan bir parça, en değerlimizdir. Onlar doğduklarında hayatımız nasılda değişmişti. İlk elimize alışımız, ilk gülüşünü,  ilk anne ya da baba dediği günü hala tatlı bir anı olarak hatırlıyoruz. Hayatımızı onlara göre düzenlemeye, en sevdiğimiz alışkanlıklarımızdan bile hiç düşünmeden vaz geçtiğimiz aşikardır. Tabiri caizse “ Aileler evlatları için yaşar” sözü teyit edilmiştir.
Çok sevdiğimiz, en değerlimiz çocuklarımızı, bizden sonra dinimizi, vatanımızı, geleceğimizi emanet edeceğimiz çocuklarımızı doğru yetiştirebiliyor muyuz? Yarınlara güvenle bakabilmek için, kendinden emin, sorunlar karşısında korkmayan, haksızlıklara dur diyen, dinine bağlı, vatanını canı gibi seven evlatlar yetiştirmek her müslümanın görevidir.

Aşırı Korumacı Yaklaşımın Etkileri

Peygamber efendimiz hadis-i şeriflerinde ne güzel buyurmuşlar:” İfrat ve tefritten uzak dur, vasatı tercih et; çünkü işlerin en hayırlısı orta olanıdır.”(beyheki ) İfratın anlamı aşırılık demektir. Tefritte tam tersi olmaktadır. Makale başlığımızdan da anlaşıldığı gibi toplumumuz bir gerçeği olan çocuklara aşırı korumacı olmak dedik. Sizinde mutlaka yakınınızda aşırı korumacı anne ve babalara rastladığınız olmuştur. Sevginin dili evrenseldir. Bütün canlılar için sevgi ilaç gibidir. Çocuklarımızın sağlıklı gelişimlerini tamamlayabilmeleri için anne, babanın sevgi ve ilgisine, şefkatine ihtiyacı vardır. Ancak sevgi ve ilgiyi abartırsak, onlara karşı aşırı korumacı davranırsak, çocuklarımıza kötülük ettiğimizin farkında mıyız? Aşırı korumacı olunduğunda çocuklarımıza etkileri neler olur? Aşırı korumacı olmanın sonucu, kendinden emin olmayan, kendisini ifade edemeyen, içine kapanık bir birey yetiştirmiş olacağız. Aşırı sevgi, aşırı korumacı, aşırı sert davranmak çocuğumuzun gelişimine zarar veren davranışlar olarak karşımıza çıkıyor. Çocuğa “sen kırarsın, düşersin, sen yapamazsın” şeklindeki yaklaşım zaman içinde çocukta bir faaliyet ya da bir etkinlik yapacağı zaman “ ben yapamam” duygusunun oluşmasına neden olacaktır. Korumacı davranışın yanında mükemmeliyetçi yaklaşımda aynı etkileri oluşturacaktır. Karar veremeyen, anne, babasına sormadan hareket edemeyen, toplumda kabul görmeyen, psikolojik sorunları olan çocuğu olmasını kim ister?

Ne Yapmalıyız?

Peki ne yapmalıyız?  Yukarıdaki hadis-i şerifte Peygamber efendimizin belirttiği gibi ne aşırı ne de fazla serbestlik yerine davranışımız orta yol olmalıdır. Öncelikle çocuğumuza anne, baba olarak rol model olmalıyız. Aileler çocuklarının nasıl olmasını istiyorsa öyle davranmalıdır. Çocuk anne, babasına bakarak özgüvenli, kendinden emin, iyi bir insan olmaya gayret eder. Hiçbir zaman çocuğa sen yapamazsın demeyin. O işi yapmasına fırsat verin, sadece kontrol edin. Kontrol etmeyi ona hissettirmeden yapın. Kendini ifade etmesine fırsat tanıyın. Ayakları üzerinde durmasına müsaade edin. Korumacı değil kontrol eden olun. Bu şekildeki yaklaşım çocuklarınızın okul başarısına da yansıyacaktır.

Ecdadımız bunu en iyi şekilde yapmış. Bunun gücünü de yüce dinimize göre anne, babanın görevi üçtür.”çocuğa güzel bir isim koymak, evladın baba üzerindeki haklarındandır.” (beyheki)

“Çocuğu güzel terbiye, evladın babasındaki haklarındandır.” (Beyheki)
“Evladım, seni terbiye ettim. Okutup evlendirdim. Dünyada bir felakete, ahirette azaba uğramaktan Allahütealaya sığınırım. “ (İ.Hibban- Dinimizislam.com) 

Hadis-i şeriflerden anlaşıldığı gibi: çocuğa güzel bir isim vermek, çocuğun eğitimini her yönden verebilmek, evlendirmek anne, babanın evladına karşı görevleridir.Bu yüzden ecdadımız bu konuda hassas davranmıştır. Bütün amacımız ayakları üzerinde durabilen, sorunlar karşısında dimdik durup gerekli istişareleri yaparak, sorunu analiz ederek çözen, gerektiğinde vatanına sahip çıkan imanlı bir nesil istiyoruz. 15 Temmuz gibi hain darbe girişimlerinde dimdik duran, ülkesine, demokrasisine, seçtiği devlet başkanına sahip çıkan bir gençlik istiyoruz.

Üstad Necip Fazıl Kürekürek gençlik şiirinde hayalindeki gençlikten, özlediğimiz gençliği anlatmaktadır: Ne kadar hastalık varsa tedavisinin ve ne kadar cennet hayali varsa hakikatinin İslamda olduğunu gösterecek ve bu tavırla yurduna islam alemine numune teşkil edecek bir gençlik“Kim var!” diye seslenince, sağına ve soluna bakınmadan, fert fert “ben varım! ” cevabını verici, her ferdi “ benim olmadığım yerde kimse yoktur! “ duygusuna sahip bir dava ahlakını pırıldatıcı bir gençlik

 Son sözümüz çocuklara aşırı korumacı olmak zorunda değilsiniz. Korumacı ailelerin çocukları büyüyemiyor. Ey anne babalar bırakın çocuklarınızı büyüsün. Korumacı olmayın!  Kontrolcü olun!                 

           
Sonraki
Önceki Konu
Önceki
Sonraki Konu »