Yazar: Hamza Aslan
Osmanlının
son hakanı olarak kabul edilen, yönetimi birfiil elinde tutmuş,
izlediği siyasetle bir deha olduğunu gösteren ulu hakan Abdülhamit han 10 şubat 1918’de yani yüz yıl önce vefat
etmiştir. Sultan Abdülaziz han’ın tahttan indirilip yerine Sultan beşinci Murat’ı
geçirdiler. Üç ay sonra Sultan Murat’ında tahttan indirilmesi ile hiç
beklemediği bir anda kendisi padişah oldu. Abdülhamit han’ın padişahlığı hiç
beklemediği anda elinde bulması sanki sırtına ateşten gömleği geçirmişler
gibiydi. Padişah olduğunda iktidar Mithat Paşanın elindeydi. “Sen
gösterdiklerimizi, önüne getirdiğimiz evrakları imzala yeter” diyordu. Önceleri
izlemekle yetindi. Meşrutiyetin “hürriyet” değil “kargaşa, kaos” getirdiğini,
meclisin %40 Türk asıllı olmasında dolayı, kararlar yabancıların istediği gibi
çıkmasına sebep oluyordu. Bu kötü gidişe en sonunda dur demek zorunda kaldı.
Yönetime ağırlığını koydu. Adeta kurtlar
sofrasında izlediği siyasetle, yetişmiş kadrosu olmasa da 33 yıl imparatorluğu
ayakta tutmasını bilmiştir.
Osmanlı Devleti son döneminde eğitim ve öğretim için
Avrupa’ya öğrenci gönderdi. Gönderilen öğrenciler ne yazık ki misyonerler
tarafından kandırılarak mason yapıldı. Sonrasında dönenler devlet kademelerinde
aldıkları görevlerde liyakat ile hizmet yerine, başka yerlere masonlara hizmet
ettiler. Yetişmiş insan, ihtiyaç duyulan devlet adamları, subayların yetişmesi
için yüksek maaşlar vererek Avrupalı profesörleri ve fen adamlarını İstanbul’a
getirterek kurduğu okullarda yetişmesi sağlandı.
Abdülhamit han padişah olmadan önce çok okuyan, marangozlukta
sanatkar olan, ticaretle uğraşan, Avrupa borsalarında bir hayli para kazanmış
olan kendisini yetiştirmiş birisi olarak ufku açık bir şahsiyettir. Vatan
hainleri ile yaptığı mücadeleden dolayı kendisi “kızıl sultan” ilan edilmiştir. Abdülhamit han zamanında yapılan çoğu
kurum ve kuruluş cumhuriyet sonrası da bu ülkeye hizmet etmiştir. Ulu hakan
Abdülhamit han sarayda yapayalnızdı. Osmanlının son hakanı Abdülhamit Han’ın yaptığı
hizmetlerden kısaca bahsedelim.
Avrupa ile mukayese ederek ne eksiğimiz varsa tespit
ettirerek; askeri ve sivil tıbbiyeler, hemşire okulları, Şişli etfal
hastanesi(ilk çocuk hastanesi), dünyanın ilk deniz itfaiyesi, ilk kız sanat
okulu ve günümüzde dünya sıralamasında önemli yeri olan birçok okulun
kurulması, nüvesi o zamanlar atılmıştır. Pastör’e bizzat destek vererek ona
asistanlar gönderdi. Pastör pariste çiçek aşısını bulduğunda, istanbuldaki
asistan ekibide birbirinden habersiz çiçek aşısını bulmuşlardır. Kağıt üretimi
onun döneminde oldu. Matbaalar kurulup altı bin kitap çevrilerek bastırılıp
dağıtıldı. Rüştiye (ortaokul) 250 iken 900 oldu. 6 idadi (lise) var iken bu
sayı 109 oldu. Yapılan hizmetleri yazmaya kalksak sayfalar yetmez. Velhasılı
Ulu hakan Abdülhamit hanlı yıllarda okuma yazma oranı beş kat artmıştır.
Osmanlının
son hakanı Abdülhamit han tahttan indirildikten sonra iktidarı ele geçiren ittihat ve terakki İngilizlerin
sinsice hazırladığı planlar çerçevesinde birinci dünya savaşına katılan Osmanlı
imparatorluğu Abdülhamit han’ın yetiştirmiş olduğu dünyanın en iyi kara ordusu
yok oldu. Yüz binlerce vatan evladı şehit oldu. İngilizlerin oyununa
gelenler Osmanlıyı arkadan vurdular, ihanet ettiler. Ne yazık ki Osmanlıyı arkadan vuranlar, hiç rahat yüzü görmediler.
Günümüzde Orta doğu’nun hali malum olduğu üzere kan ve göz yaşı…
Osmanlının son döneminde Dar’ul Fünun da (İstanbul
üniversitesinde) ders veren Büyük İslam alimi ve veli Seyyid Abdülhakim Arvasi
Hazretleri buyuruyor ki” İslam’ın en
büyük düşmanı İngilizlerdir. İslamiyet’i bir ağaca benzetirsek, başka kafirler,
fırsat bulunca, bu ağacı dibinden keser. Müslümanlar da, bunlara düşman olur.
Fakat bu ağaç bir filiz verebilir. İngiliz böyle değildir. Bu ağaca hizmet
eder; besler. Müslümanlar da, onu
sever. Fakat, gece kimse anlamadan köküne zehir döker. Ağaç öyle kurur ki, bir
daha yaşam süremez. Vah, vah çok üzüldüm diyerek Müslümanları aldatır. İngiliz’in,
İslam’a böyle zehir salması demek, para, mevki ve kadın gibi, nefsani arzular
karşılığında satın aldığı yerli münafıkların, soysuzların elleri ile, İslam
alimlerini, İslam kitaplarını,
bilgilerini ortadan kaldırmasıdır…”
Tam yüzyıl önce vefat eden Osmanlının son hakanı
Abdülhamit han çok zor bir dönemde tahta çıkmasına rağmen bu günün temellerini
attı. Payitaht Abdülhamit han dizisi ile TRT’nin yaptığı hizmet tartışılmaz. Bu sayede
gençlerimizde tarihini merak etme, yalan söyleyen tarihi düzeltme imkanı
sağlamaktadır.
Kod ÇeviriciKod Çevirici EmojilerEmojiler