Yapay Organın Türk Babası




Yapay zeka derken teknolojinin girmediği alan kalmadı.Teknoloji sayesinde 3D biyoyazıcıyla tıp alanında yapay organ üretilerek insanlığın hizmetine kullanılması Kur’anı kerimden bir ayeti şerifi aklımıza getiriyor: “Eğer bir kimse bir insanı öldürürse, bütün insanlığı öldürmüş gibidir; ve bir kimse bir hayat kurtarırsa, bütün insanlığı kurtarmış gibi olur.” (Maide, 5/32) Doktorlarımız insanların hayatlarını kurtarmakla ne kadar kutsal bir iş yaptıklarını bilmek gerekir.

Türkiye Gazetesinde Ömer Temür’ün yazılarını her zaman ilgiyle ve severek takip ederim. Yapay organı Türk bir doktorun üretmiş olması, yerli ve milli olan her faaliyete olan desteğimizden dolayı bu güzel faaliyeti yazma ihtiyacı duyduk. 2014 yılında 3D yazıcıdan aort damar üreten Sabancı Üniversitesi öğretim üyesi Bahattin Koç'un çalışmaları doludizgin devam etmektedir. Şeker hastalarının en büyük sıkıntısı, muzdarip olduğu durum yaraların geç iyileşmesidir. Bu sıkıntıyı çözmek için yaptığı çalışmalardan biyoyazıcıdan çıkardığı yara bandı işe yaramış, yaralar kısa sürede iyi olduğu gözlenmiştir. Türkiye Gazetesinde Ömer Temür’ün yaptığı röportajdan, onunda hoş görüsüne sığınarak biraz nakledelim:

Ömer Temür

 . Hatırlıyorum da 2014’te yazıcıdan aort damarı ürettiğinizde büyük ses getirmiştiniz. O çalışma hangi aşamada?

“Eğer yapay organ yapmak istiyorsanız önce damar yapısından başlamanız gerekiyor. Yani damar olmayan organlar bir işe yaramaz. Kılcal damarlara kadar yapılması gerekiyor. Bizde çalışmalarımıza damardan başladık. Dünyada ilk defa aort damarını yapay olarak üretimini gerçekleştirdik.”

. Gerçek bir damardan mı bahsediyoruz?

“Damar dememiz için tüm fonksiyonların olması lazım. Kasılıp gevşemesi, mukavemetli olması gibi Henüz nakil aşamasında değil. Çünkü yapay organ üretimi çok karmaşık ve zor bir süreç. Ben bunu kendi çocuğuma takamayacak durumdaysam başkasının da kullanmasını istemem. Bir ilacın geliştirilmesi bile 20 yılı bulabiliyor. Suni organlar da aynı şekilde. İnsanların beklentileri bu anlamda fazla ama biraz uzun yıllar alacak. “

. Hücre bu işin neresinde

“ Diğer yazıcılarda plastik metal kullanıyorsunuz. Biyoyazıcılarda ise malzemenin içerisine hücre koymanız gerekiyor. Hastalardan birden farklı metotla hastalardan hücre alıyoruz. Eğer aort damarı yapacaksak biyopsi ile hastanın damarından küçük parça alıyoruz. Kök hücreden deri hatta yağ dokusundan bile alabiliyoruz. Laboratuar ortamında bunları çoğaltarak biyomürekkep üretiyoruz. Biyomürekkebi kartuşa koyarak basıma hazır hale getiriyoruz. Yapay organda insanın kendi hücresini kullandığımız için reddetme gibi bir durum olmuyor. “

Sıradaki projeniz nedir?

“Yapay kemik ve yara bandı benzeri yara örgüsü projemiz var. Kemiği üretmek daha kolay. Çünkü en büyük fonksiyonu vücudun dayanak noktası olması, Manchester Üniversitesi ile ortak çalışma yürütüyoruz. Dört yıllık bir çalışma. “

. Hangi alanlarda kullanılacak.

“ Suriyeli çocuklar var mesela. Savaşlarda kemik kayıpları oluşabiliyor. Özellikle savaş zamanlarında tıbbı materyale ulaşmak çok zor. Üç boyutlu yazıcılar bunun için çözüm olabilir.”

. Protez tarihe mi karışıyor?

“Kemik kaybı olanlar için ideal bir çözüm. Kemik kaybı 30 cm’nin üzerinde ise demirlerle kıskaca alıp pimlerle kemiği yavaş, yavaş uzatmaya çalışıyorlar. Bu çocuklar için büyük sorun. Yetişkinler kabullenebiliyor ama çocukların böyle bir şeyi kabullenmesi zor oluyor. Ayrıca enfeksiyon kapma riski de var. Biz lego gibi bir yapı yarıyoruz.. Cerrah onları hızlı bir şekilde birleştiriyor. Gözenekli bir yapı içerisine kemik çimentosu malzemesi koyup ve kemiğin hızlı şekilde büyümesini sağlıyor. Çocuk büyüdükçe o da büyüyor. Maliyeti çok düşük 4 yıllık bir proje”

En büyük hayaliniz nedir? 

“Böbrek olsun karaciğer olsun onları yapmayı tercih ederim. Böbreğin bir şekilde çaresi var ama karaciğerin çaresi yok. En büyük hayalim karaciğer yapmak henüz proje yok ama bu alanda çalışma yapmak istiyorum.”  (Ömer Temür, yapay organın Türk babası,Türkiye Gazetesi, 3 Nisan 2018)



Bu müthiş projelerin mimari, Yapay Organın Türk babası Prof. Dr. Bahattin Koç 1993 yılında İstanbul Teknik Üniversitesi Endüstri Mühendisliği bölümünden mezun oldu. North Carolina State University’den İmalat Mühendisliği(Endüstri Mühendisliği) bölümünden yüksek lisans ve doktora yaptı. 2001-2011 yılları arasında State University of New York at Buffalo da öğretim üyesi olarak çalıştı. 2010 Yılında aynı üniversiteden doçent unvanını aldı. 2010 yılından bu yana Sabancı Üniversitesi Nanoteknoloji Uygulama ve Araştırma (SUNUM) merkezinde görev yapan koç üç boyutlu doku tasarımı ve yapay organ üretimi, eklemeli imalat, 3D yazıcılar, nano-mikro üretim ve bilgisayar destekli tasarım konusunda çalışmalar yapıyor. Yapay aort damarlarıyla belgesel programı BBC Horizon programına konuk olan Koç Elginkan Vakfı, Türk kalp Vakfı, UB Stor İnvertor ve UB Rifler gibi çok sayıda ödülün de sahibi olması hasebiyle böyle parlak projelere imza atan bilim adamlarımızı desteklememiz gerekiyor. 2023, 2053, 2071 hedeflerine ulaşabilmek için AR-GE çalışmalarına önem veren bir devletimiz var iken Türkiyenin bu hedeflere ulaşması içten bile değil olduğunu düşünüyorum.


Sonraki
Önceki Konu
Önceki
Sonraki Konu »