Yazar: Hamza Aslan
Çingeneler hep merak konusu olmuş, aslen nereden
geldikleri araştırılmıştır. Eskiden beri dünyaya Mısırdan yayıldıkları
düşünüldüğünden “Kobt(Egypt) halkı)
manasına gelen “Kıbti” denirdi. Ama
hakikat ise IX. Asırdan itibaren Kuzey Hindistan’dan yayılmış bir halktır. Bu
dağılma sebebinin Gazneli Sultan Mahmut’un Hindistan seferi ile
irtibatlandırılır. Hindistan’da sosyal tabaka olarak en altta olan bu halkın
iki kol halinde birinci kolun Rusya üzerinden Avrupa’ya, ikinci kolda İran
üzeri Afrika ve İspanya’ya göç ettiler. Hatta
Amerika ve Japonya’da bile Çingenelere rastlamak mümkündür. Dünyada Çingenelerin
12-13 milyon oldukları tahmin edilmektedirler.
Çingeneler tek eşli olarak genelde 200 ailelik kabileler (yitsa) şeklinde göçebe hayatı
yaşarlardı. Yer döşek,yıldızlar yorgan:
Çingeneler için göçebe olarak yaşamak bir hayat tarzı idi. İhtiyar
meclisleri (kris) olup, ayrıca danışılan bir anası (phuni dai) danışarak
seyahat güzergahları ve diğer işlerine öyle yaparlardı. Kışları şehir
yakınlarında konaklama yaparlardı. Geçimlerini erkekler elek, sepet, maşa,
kürek gibi malzemeler yapar, kadınları da satar. Genelde kadınlar çalışır. Çalgıcılık,
kalaycılık, çiçekçilik yaptıkları gibi hayvan sağlığından da iyi anlarlardı. Bu
konuda sıkıntısı olanlar onlara danışırlardı. Kendi aralarında yazılı olmayan
sıkı kaideler, kurallar uygulanır. Uymayan cezalandırılır. Son olarak en ağır
ceza şekli sürgün uygulanırdı. Başlarındaki
kabile reislerine Çeribaşı denirdi.
En usta oldukları ve anladıkları işlerden birisi
müziktir. Çigan müziği dünyaca
ünlüdür. Yine Flamanko’yu dünya’ya Çingeneler
tanıtmıştır. Opera müziğinin ünlü isimlerinden Johan Strauss yazdığı operada Çingeneleri konu etmiştir. Birçok
filme, tiyatroya, oyuna konu olmuşlardır.
Çingeneler her ne hikmetse bütün felaketlerin sebebi
görülerek sistemli imha hareketlerine maruz kalmışlardır. Naziler yaptıkları katliamlara Çingene katliamını da ekleyerek, 400 bin
Çingene’yi katletmişlerdir. Demir perde ülkelerinde zorla iskana tabi
tutularak göçebe hayatları sona erdirilmiştir. Avrupa’da hemen her yerde istenmeyen halk muamelesine tabi tutulmalarına
rağmen kültürlerini korumuşlardır.
Osmanlı
İmparatorluğunun farkı açık şekilde görülmektedir. Fatih Sultan Mehmet Han
zamanında İstanbul’a fazlaca Çingene göçü oldu. Fatih kanunnamesinde Çingeneler
için bulunan hükümler ilgi çekicidir. Çingenelerden az vergi alınması, sanatkar
olan orduya çalışanlardan hiç vergi alınmaması emredilmiştir. Bu
gün ki Türk, Bulgar, Yunan hududundaki bölgede yaşayan Çingeneler için kurulan
Cingane Sancağı kurulmuş, bu bölgede yerleşik ve göçebe olanlar buraya
bağlıydılar. Yunanistan ile yapılan savaşlar sonrası yine Türkiye’ye Çingene
göçü olmuştur.
Çingeneleri dünyada kültürlerine göre üçe ayırmak
mümkündür:
1- Orta Avrupa’da
ve Balkanlarda geneli meslek olarak demircilik yapanlara Kalderaşlar
2- İberya’da eğlence dalında söz sahibi olan, eğlence
sanatı ustası Gitanolar
3- Batı Avrupa’da yaşayan, hayvan terbiyeciliğini iyi
bilen, sirklerde hayvan terbiyeciliği yapan Manuşlar yaşamaktadır. Artık çoğu
yerleşik hayata geçmişler, ancak yaşam felsefeleri hiç değişmemiştir.
Türkiye’de Çingeneler hiçbir zaman bir ayırıma,
ötekileştirmeye tabi tutulmamışlardır. Evliya Çelebi Çingeneleri ” Müslümanlarla kurban bayramı,
Hristiyanlarla yumurta bayramı, Yahudilerle kamış bayramı kutlayan” bir
halk olarak görür. Gerçi Türklerden farkları olmayıp Çingenelerin çoğunluğu
Müslüman olmuştur. İstanbul surları dibinde sulukule, canlı eğlence sektörü olarak tanınan bir Çingene
mahallesiydi. Çingeneler arasından Tanburi
Cemil efendi gibi birçok usta müzisyen, besteci çıkmıştır.
14 Mart 2010’da
Şu an Cumhurbaşkanı olan Recep Tayyip Erdoğan’ın “Roman buluşması”ndaki konuşmasında” Bizim topraklarımız tarihin hiçbir döneminde ırkçılığa sahne
olmamıştır. Bizim topraklarımız, bizim vatanımız, tarihin hiç bir döneminde anti-
semitizme prim vermemiştir. Bu topraklarda ırkçılık barınamaz, anti-semitizm
barınamaz. Bu topraklar tarihin her döneminde mazlumlara, mağdurlara, yolda
kalmışlara, itilmişlere, dışlanmışlara, yerinden yurdundan toprağından
sürülmüşlere kucak açmış topraklardır.” Ülkemizdeki yaklaşım bu konuşmada net
şekilde anlatılmıştır. Bu toplantı sonucunda Romanlara 100-120 lira taksitle
çeşitli illerdeki TOKİ tarafından yapılacak evler tanıtıldı.
Kaynak: http://www.ekrembugraekinci.com/makale.asp?id=745
2 yorum
yorumFaydalı bir içerik olmuş, elinize sağlık.
Cevaplavaprenda.com
Teşekkür ederim
CevaplaKod ÇeviriciKod Çevirici EmojilerEmojiler