Gençlik Nereye Gidiyor?

Yazar: Hamza Aslan




Tarihimizde bazı mihenk taşları vardır ki, bunlardan biriside 1 Kasım 1928 tarihli 1353 sayılı Türk harflerinin kabul ve tatbiki kanunu ile Türk milletinin kendi isteği ile kullandığı Osmanlıca ne yazık ki bir gece de kaldırıldı. Yerine de halkımızın hiç benimsemediği hatta küçümsediği kilise harfleri dediği Latin harfleri kabul edilmiştir. Aslında pek çok kişi okuma yazma oranının yaygınlaşması için Latin harflerinin kabul edildiğini söyler. Gerçeğin ne olduğunu İsmet İnönü Hatıralarında (ikinci cilt, 223) de “Harf inkilabının tek maksadı okuma yazmanın yaygınlaştırılmasını temin etmek değildir. Yeni nesillere geçmişin kapılarını kapamak, Arap-İslam dünyası ile bağlarını koparmak ve dinin cemiyetin üzerindeki tesirini zayıflatmaktı. Yeni nesiller eski yazıyı öğrenemeyecekler, yeni yazı ile çıkan eserleri de biz kontrol edecektik. Dini eserleri eski yazı ile yazılmış olduğundan okunmayacak, dinin cemiyet üzerindeki tesiri azalacaktı.” Görüldüğü gibi niyet başkadır.

Gençliğimizin halini anlatan Türkiye Gazetesi Takvimi 05 Ocak 2018 tarihli Takvim yaprağının arkasında okudum. Takvim yaprakları öyle bilgiler verir ki hazine değerindedir. Ahmet Demirbaş’ın hoş görüsüne de sığınarak nakledelim : “ Şükürler olsun ki, günümüzde şuurlu bir gençlik yetişiyor. Bir zamanlar öyle miydi? Genç nesil tarihini, ecdadını, dedelerini, hatta kendi ana babasını beğenmez olmuştu. Onları cahil hiçbir şeyden anlamaz, örümcek kafalı görüyorlardı. Bu gençlerin bu hale gelmelerinde tabiî ki sebepleri vardı. O duruma birkaç senede gelinmemişti. İslam düşmanları, Müslüman evlatlarını o hale düşürmek için hem içeride hem dışarıda yüzyıllarca çalışmışlardı. Mesela, İngiliz casusu Hempher hatıratında diyor ki: ‘İstanbul’da ve Basra’da uzun seneler, Müslüman kılığında, Müslümanları dinlerinden döndürmek, en azından saptırmak için uğraştım. Fakat gözle görülür bir netice alamamıştım. Bir ara ümitsizliğe kapılıp Londra’ya döndüm. Hariciye Nezaretindeki bir yetkiliye; ‘Bu işte başarılı olamadım, beni bu görevden alın!’ dedim. Hariciye nezaretindeki yetkili kimse bana şöyle dedi: ’ Sen öyle birkaç senede netice alacağını mı zannediyordun! Bu ektiğimiz tohumların meyvelerini ne sen göreceksin ne de ben . Bunların meyveleri 150-200 yıl sonra alınacak.’ Hempher 1700 yıllarda bu faaliyeti gösteriyordu. Gerçekten de iki asır sonra, 1900’lü yıllarda meyvelerini toplamaya başladılar.  



Bugünde Müslümanlara gerici diyenler çıkıyor ve gençleri aldatmaya, bunların dinlerini, imanlarını çalarak, kendilerini bilgin, fen adamı sanıyorlar. İlim, fen denizinden bir damla tatmakla deryayı yuttuk sanıyorlar. Bu zavallılar; İslam alimlerinden, din bilgilerinden haberleri olmadığı için, işittikleri birkaç kelimeye, hayalleri ile manalar uydurarak ‘işte Müslümanlık budur’ diyorlar. Bunlara karşı İslam dininin emirlerini ve yasaklarını bildiren binlerce kıymetli kitap yazılmış olup bunların çoğu yabancı dillere de çevrilerek, her memlekete yayılmıştır.( mesela Hakikat kitabevi yayınları bu uğurda büyük hizmetler vermektedir)” (Ahmet Demirbaş Türkiye Gazetesi- 11. 02.2017)  

Din düşmanlarına karşı Ehli sünnet alimlerinin yazdığı bu değerli kitaplar sayesinde gençliğimiz çok şükür bilinçlenmiş, ilmihal bilgilerini öğrenmiş olarak dinlerini korumaktadır. Ecdadına, Osmanlı’ya, aslına düşman olan gençlik nereye gidiyor? Şükürler olsun, atasını, ecdadını, dinini bilen ezan ve bayrak sevgisi ile donatılmış bir gençlik geliyor. 

Günümüzde Müslümanları aldatmaya uğraşan din düşmanları boş durmuyorlar. Değişik taktik, strateji ile bozuk yazı ve fikirlerini yaymaya çalışıyorlar. Buna karşılık Ehli sünnet alimlerinin eserlerini dünyanın her yerine yaymaya çalışmalıdır. Güney Afrika’ya giden bir hocamızın anlattığı bir hatırasını nakledecek olursak:” Güney Afrika’ya ziyaret için gitmiştim. Birkaç şehir gezdim, ümit burnuna falan da gittim. Bir fabrikada Sohbetler yaptık,Türk işcilerine, Hindistanlı, Pakistanlı işçiler bana Hüseyin Hilmi Işık’ı soruyorlar. Nereden tanıyorsunuz dedim. Vehhabilere, reddiyeleri gemilerle gönderdi bize dediler.”

Büyük İslam alimi Hüseyin Hilmi Işık (rahmetullahi aleyh)’in yazdığı kitaplar sadece Türkiye’de değil dünyanın her yerinde okunmaktadır. Ehli sünnet için en büyük tehlike olan vehhabiliğin anlaşılması için yazılan “Vehhabiye Nasihat Kitabı” hazine değerindedir. Sevgili peygamberimizin varisleri olan İslam alimlerinin, Ehli sünnet alimlerinin eserlerini okumalı, dünyanın her yerine yaymalı, asil ve temiz yavruları, şehit evlatlarını, bozuk yazı ve düşüncelerden korumak için, İlmihal kitablarını okuyup, dinini öğrenmelerini sağlamalıyız. Dinini öğrenmeyen, din düşmanlarının yalanlarına aldanıp kafir olur. İlmihal okumayan, dinini öğrenemez.    

                                                       

Sonraki
Önceki Konu
Önceki
Sonraki Konu »