Siz Nasıl İseniz, Öyle İdare Edilirsiniz

Yazar: Hamza Aslan



Allahü teala Yüce kitabı Kur’anı kerimde “ Eğer siz, kendinizi değiştirmez iseniz, Allah size verdiği nimeti değiştirmez.” buyurmuştur. Allahü tealanın emirlerine uyulduğunda, şükredildiğinde verdiği nimetler devam eder. Aksi durumda nimetlerin kıymeti bilinmezse, insan yaratılış gayesini unutursa bu nimetler elinden gider. Bununla ilgili bir menkıbe nakledelim ki ibret alalım.

Tarihe bir yolculuk yapıldığında zalimliği ile meşhur moğol hükümdarı Hülagu 1258 yılında Bağdat’a girer.Moğollar Yakıp yıkar. Tahminen 800.000’den fazla Müslümanı kılıçtan geçirir. Bir sürü kıymet biçilemez kitap, ilmi eser yakılır, camiler, medreseler  yerle bir edilir. Moğol hükümdarı Hülagu karargahını şehrin dışına kurar. Şehre haber gönderir. En büyük alimle görüşmek istediğini bildirir. Kimse zalim hükümdarın karşısına çıkmaya cesaret edemez. Zira sonunda kelleden olmak vardır.

Şehre haber ulaştığında dönemin genç alimlerinden Kadıhan “ Ben gider görüşürüm”der. Herkes rahatlar, çünkü kimse çıkmasaydı zulüm devam edecekti. Kadıhan genç, daha sakalları bile yeni çıkmaktadır. Ufak, tefek bir yapıya sahiptir. Görüşmeye giderken genç alim Kadıhan yanında götürmek üzere :  Bir deve, bir horoz, bir keçi  verilmesini ister. Hemen bulup verirler. Kadıhan Hulagunun çadırına vardığında yanında götürdüğü hayvanları dışarıda bırakıp huzura varır. Hülagu bu genç, ufak tefek alime bakar “ Başka birini bulamadılar mı?” der.

Kadıhan hazretleri bunun üzerine Hülagu’ya şöyle cevap verir:” Sen görüşmek için iri yarı birini istiyorsan, devemi getirdim. Ya da yaşlı ve sakallı bir, ile görüşmek istiyorsan bir keçi getirdim. Sesi gür birini istiyorsan horoz getirdim. Üçü de çadırın önünde bekliyor, onlarla görüşebilirsin. “ Bu cevap karşısında Hülagu, Kadıhan hazretlerinin sıradan biri olmadığını anlar.

-          Sen şöyle otur diye yer gösterir.  Ve Söyle bakalım beni buraya getiren sebep nedir?

-          Kadıhanın cevabı :” Seni buraya bizim amellerimiz getirdi. Nimetlerin kıymetini bilemedik. Esas gayemizi unutup makam, mevki, mal, mülk peşine düştük, zevke sefaya daldık. Cenab-ı Hak da verdiği bu nimeti almak üzere seni gönderdi. “
-          Hülagu ikinci soruyu sorar:  - Peki beni buradan kim gönderebilir.

-          “ O da bize bağlı, benliğimize dönüp ne kadar kısa zamanda toparlanıp, nimetin kıymetini bilir, zevk sefadan, israfdan, zulümden, birbirimizle uğraşmaktan vazgeçersek, işte o zaman sen burada duramazsın”  

Allahüteala bu asil ve necip millete her işinde aklı selim içinde hareket etmeyi, seadet-i ebediyye yolunda hareket etmeyi nasip eylesin. Peygamber efendimiz bir hadisi şeriflerinde buyurdular:” Siz nasıl iseniz, öyle idare edilirsiniz.” (Cami-us sagir)

Öncelikle Ehl-i sünnet itikadına göre iman edip, itikadımızı düzeltip, Allahü tealanın emir ve yasaklarına uyarak, iyi idarecilerin başımızda olmasını, kalmasını sağlamalıyız. Ebedi ve sonsuz hayat yolunda İslamiyeti tam olarak öğrenerek, yaşamalıyız. Ebedi hayatı, ahireti yani saadeti ebediyye yi kazanacağımız yerin dünya olduğunu unutmamalıyız.        
            

Sonraki
Önceki Konu
Önceki
Sonraki Konu »