Eğitimde Çözüm Bekleyen Problemler

Erol Yıldız




Yeni eğitim ve öğretim yılı başlayalı bir hafta oldu. Türkiye haziran ayında Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçtikten sonra kabine açıklandığında tüm eğitimciler çok sevindi. Sosyal medyada yapılan paylaşımlarla yeni Milli Eğitim Bakanından beklenti haliyle yüksek olmaktadır. Milli eğitim bakanından beklentilerin yüksek olması kariyerinin başarılarla dolu olmasıdır. Bizde dilimizin döndüğü kadarıyla eğitimde çözüm bekleyen problemlerden, sadece kendi gördüğümüz aksaklıklar değil velilerinde düşüncelerini yansıtmaya çalışacağız;

. Yapılandırmacılık adı altında uygulanan ve kendi doğrularından başka doğru tanımayan, liyakata önem vermeyen gözünün gördüğü, elinin tuttuğu, ben merkezli bir nesli yetiştiren materyalist düşüncenin hakim olduğu eğitim uygulanmaktadır. Olması gereken bu toprakların şartlarına uyan milli, yerli ve gönüllere dokunan bu coğrafyanın gerçeklerini bilen “Milli Eğitim Modelini” tesis etmemiz gerekmiyor mu? Bizim yaptığımız ise hoşumuza giden bir modeli” kopyala yapıştırmakla” başarı sağlayacağımız hatasına düşmek olmuş.

. Dünyaya hükmetmiş, büyük devletler kuran, bu millete yıllarca ışık tutmuş: İmam-ı Gazali, Akşemseddin, Hoca Ahmed Yesevi, Seyyid Abdülhakimi Arvasi  gibi binlerce alimin batıdan yüzyıllar önce eğitim ve pedagoloji ile ilgili yaptıkları tespitleri görmezden gelmemiz doğru mu acaba? Reçeteyi başka yerde aramak doğru mu? Elbiseyi başkasından almak yerine niçin kendimiz dikmiyoruz?

. Eğitimdeki problemlerin tespitini sendikalardan veya bürokratlardan dinlemek yerine asıl kaynağından öğrenilmesi yerinde olur. Şu an ülkemizde uygulanan eğitim sistemi ezbere dayalıdır. Yeni Milli Eğitim Bakanımız Ziya Selçuk’tan beklentimiz biraz yüksek. Eğitim sistemini tepeden inme değiştireceğini düşünmüyoruz. “Ortak akıldan ziyade bizim sivri akıllara ihtiyacımız var. Eğitim ve öğretimde öğretmenin payı%30, teknolojinin %3, bireysel farklılar ve öğrenme stillerini göz önünde bulundurarak %50, diğer etkiler ise %15 olduğunu “ anlatmalarından rehberlik ve araştırma merkezlerimizin çalışacağını, öğrencilerin şahsi farklılıklarını tespiti yerinde olacaktır.

. Dil, tarih ve kültürümüzü gerçek arşivlerden ecdadını dosdoğru öğrenen, ülkesine yabancı olmayan atalarıyla gurur duyan bir nesil için hazırlık yapılmasını umuyoruz.

. Gazetelerde okulunu boyayan, öğrencilerine yemekhane yapan öğretmen ve müdürler yerine bu işleri yapacak bir birim veya bulundukları belediyelere devredilmesi yerinde olmaz mıydı? Sadece eğitim ve öğretime kafa yoran öğretmen ve idarecilere ihtiyacımız var.

. Büyük şehirlerde servisler hakkında bir sürü şikayetler duymaktayız. 8.30’da derse girecek bir öğrenci 6.30’da servise binerse hazırlık için 6.00 da uyanması gerekir. Bazen de dersten 1-1,5 saat önce okula bırakılıp başka yerlere servise giden araçlar olduğu duyumları da gelmektedir.  Servis konusu da çözüm bekleyen problemlerdendir.

. Hizmet içi eğitimleri liyakatlı ve ehliyetli kişilere verdirmek önemli, öğretmenlerin bu verilen eğitimler faydalı olmasına rağmen konferans ve toplantılara gitmek istemiyorlar. Çünkü bazı toplantıların samimiyetten uzak olması, ön yargıya sebep olmaktadır. Esas olan öğretmenlerimize değerli olduklarını hissettirmek olsa gerek. Böyle bir toplantı da saatlerce dinleyici olan öğretmenlerimiz verilen arada, molada, dışarılarda bir bardak çay veya bir şişe su peşinde koşmasına ne demeli?

 Yeni başlamış eğitim ve öğretim yılının başında eğitimde çözüm bekleyen problemleri hatırlatmak istedik. Milli Eğitim Bakanımızın zaman içinde bu sorunları çözeceğini düşünüyoruz. Bütün eğitim camiası olarak beklentimiz yüksek.                         

Sonraki
Önceki Konu
Önceki
Sonraki Konu »