Mektup: “ Gençlik Nereye Gidiyor”

Hamza Aslan



Mektup: “ Gençlik Nereye Gidiyor” 


Geleceğimizi, vatanımızı, bayrağı ve ezanı emanet edeceğimiz gençliğimiz ne haldedir? Her zaman tartışma konusu olmuş, şimdilerde çoğu zaman sohbet konusu da olmaktadır. Anne ve babaların bu konuda sitemleri de var. Türkiye gazetesinde Salih Uyan’ın yazdığı makale beni çok etkiledi. Bu makaleyi “gençlik nereye gidiyor” diye sorgulayan her kesimin okuması gerektiğini düşünüyorum.  Salih Uyan’ın mektup şeklinde yazdığı başlığı da “kendime mektup “ olan makalesini sizinle paylaşmak istiyorum: 


“ Sayın Salih Uyan,

Ben 21 yaşında bir üniversite öğrencisiyim. Yazılarınızı fırsat buldukça okuyorum. Yazılarınızda sık sık ‘Gençlik nereye gidiyor’ türünden yakınmalarınız oluyor? Gençlik derken herhalde lise ve üniversite öğrencilerini kastediyorsunuz. Bu durumda ben de nereye gittiğini çok merak ettiğiniz o grubun bir üyesiyim. Madem bu ülkede yaşayan insanları gençler ve yetişkinler olarak ikiye ayırdınız, ben de siz yetişkinlere bazı sorular sormak istiyorum.


Bir köşe yazarı olarak gençlerin nereye gittiğinden çok, yetişkinlerin nerede durduğuyla ilgilenmeniz gerekmiyor mu? Ülkenin başını belaya sokan olayların baş aktörleri genelde gençler mi, yoksa yetişkinler mi? Bu ülkede yüz binlerce öğrenci tek bir soru fazla yapabilmek için dirsek çürütürken, birileri sınav sorularını ve sorularla birlikte gençlerin hayallerini çaldı ve geleceğimizi çürüttü. Bu soruları çalanlar lise öğrencileri miydi?


15 Temmuzu planlayanlar kaçıncı sınıfa gidiyordu? Milletin yüzüne baka baka yalan söyleyen siyasetçiler hangi üniversite de okuyor? Sanatçı kimliğiyle her türlü ahlaksızlığı yapanlar ergen mi? Din adamı sıfatıyla ekranlara çıkıp inancıma ve değerlerime küfredenler kaç yaşında? Sinemada 7 yaş üstüne uygun olarak işaretlenmiş filmde bel üstüne çıkamayan yapımcılar kaç doğumlu? 


Lütfen artık gençliğe laf söylemeyi bırakın da yetişkinlere bakın ve ‘Sizler bu ülkenin geleceğisiniz’ gibi klişe sloganlardan vazgeçin. Çünkü sizler bu ülkenin bugünüsünüz. Siz yaşadığınız günü bile kurtaramazken, yarınları kurtarma işini niçin bize ihale ediyorsunuz? Kimin elinin kimin cebinde belli olmadığı, çarpık ilişkilerle dolu dizilere reyting rekoru kırdıran sizlersiniz. Kan damlayan, şiddet kusan senaryoları siz yazdırıyorsunuz. Evlilik gibi kutsal bir müesseseyi, evlilik programlarında virane bir gecekonduya dönüştüren yine sizsiniz. 


Youtube fenomenlerini seyrediyoruz diye ağlaşıyorsunuz. Ama o fenomenlere film çektirip parayı götüren sizlersiniz. Siz gece kulüplerinde kavga eden futbolcuları el üstünde tutarken, okul koridorlarında kavga eden öğrencileri disipline gönderemezsiniz. Bir yandan her türlü rezilliği özgürlük olarak sunan, cinsiyetsiz bir toplum özlemiyle yanıp tutuşan yazarların kitaplarını okurken, bir yandan ailenin öneminden bahsedemezsiniz. Yetişkinler para hırsıyla sürekli inşaat yaparak şehri betona boğarken, gençlerden geleceği inşa etmelerini  bekleyemezsiniz. Alttan bir sürü dersiniz var, bize üst perdeden ahlak dersi veriyorsunuz.


Size bir şey söyleyeyim mi? Yeni nesil pırıl pırıl. Hiçbir sıkıntı yok. Asıl sıkıntı yeni nesle nesilleri unutturan yetişkinlerde. Son iki yılda kaç tane Türk filmi çekilmiş ve bunlardan kaç tanesi Osmanlıyı anlatıyor, bir bakın. Kitapçıların çok satanlar rafındaki kitaplardan kaç tanesi gençlere ecdadını sevdirmek için yazılmış acaba? Siz dedelerinizin emanetine sahip çıksaydınız, biz de yarınları emanet olarak kabul ederdik belki. Ama şu durumda hiç emanet alacak durumumuz yok! Kusura bakmayın!


Geçmişini unutturduğunuz bir nesle gelecekten ödev veremezsiniz! Bu yüzden aranızda ,’ Yeni nesil şöyle, yeni nesil böyle!’ diye konuşup durmayı bırakın! ‘ Senin yaşında Fatih İstanbul’u fethetmişti!’ diyerek demagoji de yapmayın! Evet , 21 yaşındayım. Ama Fatih’in İstanbul’u fethettiği yaşta değilim. Çünkü benim babam II. Murat değil, hocam da Akşemseddin değil. Zaten İstanbul da artık Fatih’in fethettiği İstanbul değil. Kalın Sağlıcakla”  ( Salih Uyan/ Türkiye Gazetesi) 


Salih Uyan’ın kendine yazdığı bu mektup aslında yetişkinleri özeleştiriye davet ediyor. Mektup: “Gençlik nereye gidiyor?” sorusuna net cevap veriyor.                       
Sonraki
Önceki Konu
Önceki
Sonraki Konu »