Üniversiteler Kendini mi Kandırıyor ?

   Yazar: Hamza Aslan




Osmanlılarda bir dönem orduda alaylı- mektepli tartışması yaşanmıştır. Osmanlı Ordusunda liyakat çok önemliydi. Çalışanın, başarılı olanın önü açıktı, kısıtlama yoktu. Bu durum bir ara basınımızda da oldu, alaylı-mektepli tartışması yaşanmıştır. Başarılı olan birçok gazeteci, başka meslek gruplarından gelmektedir. Milli şef döneminden sonra demokrasiye geçiş ile beraber gazetecilik eğitimi veren okullarımız açılmış olsa da, gazetecilik alaylıların elindeydi. Günümüzde artık durum farklı, şimdilerde medyada iletişim fakültesi mezunlarını her yerde görmek mümkün, hem de başarılılar. Türkiyede şu anda 60’ın üzerinde iletişim fakültesi var. Meslek bizzati okulunda öğretiliyor. Ancak her sene 6 binin üzerinde mezun olması istihdam durumunu akla getirmektedir.

Kocaelinde hafta sonu  15-16-17 Aralık tarihlerinde The Ness Termal Otelinde gerçekleştirilen “Kavramsal, Kuramsal ve Kurumsal Boyutlarıyla İletişim Bilim Çalıştayı” düzenlendi. Ülkemizin değişik yer ve üniversitelerinden hocalarımız katıldı. Bunun yanında davetliler arasında medya sektöründen yöneticilerin olması, fikir alışverişi, istişare açısından yerinde bir karar olmuş. Çalıştaydaki samimi ortam, herkesin fikrini söylemesi önemlidir. Konuşulanlar arasında eğitim politikasının olması, her sene 6 binin üzerinde mezuna iş bulma durumu konuşulanlar arasındaydı.   

En dikkat çekici görüşler arasında, Öğrencilerin Türkçe’yi kullanmaktan aciz olmaları, yeni nesildeki hızlı değişim, iletişim fakültelerinin çok fazla olması şikayet konusu olmuştur. İletişim fakültelerine giren öğrencilerin bir zamanlar hukuk fakültesi, tıp fakültesi  gibi bölümlere giren öğrenci puanlarına denk olması seçiciliğini göstermektedir. Görüş olarak kontenjanı indirip, nitelikli ve kaliteli bir eğitim verelim düşüncesi , çoğu iletişim fakültesini  yüksek okula çevirip, az miktarda iletişim fakültesi bırakıp, nitelikli öğrenci alımı çalıştayın teşhis ve çözümü noktasındadır. Her şehre bir üniversite veya fakülte devlet politikası olması, kontenjan azaltma fikrini çürütüyor.

İletişim fakültesi mezunlarının kendi mesleklerini icra etmeyip, farklı mesleklere yönelmesi, asker ya da polis olmaları ister, istemez  bu sorgulamayı yaptırtıyor. Üniversiteler kendini mi kandırıyor? Sadece iletişim fakültesi için değil bunu ihtiyaç fazlası, iş imkanı olmayan, KPSS bekleyen mezunları da dikkate alarak, diğer fakülteleri de sorgulayıp çözüm odaklı olmamız gerekiyor. İhtiyaca göre mezunlar vermesi, diğer bütün fakültelerde de nitelikli ve kaliteli eğitim hedef alınmalıdır.  Bu çalıştaydaki konuşulanları, bu görüşleri YÖK’ün dikkate alması gerekli olduğunu düşünüyorum. Devletimizin, Milli Eğitim Bakanlığının da istişareye verdiği önemi bildiğimizden yıllar sonra el yazısından  vaz geçip, düz yazıya nasıl ki  geçilmişse, bu çalıştay da konuşulanlara kulak verip dinleyeceğini düşünüyorum.    



 
Sonraki
Önceki Konu
Önceki
Sonraki Konu »