Aşının En Büyük Düşmanı Yine Aşı, Aşı Reddinin Riskleri Nedir?

Yazar: Yıldız Eryıldız




Türkiye’de son zamanlarda sayıları giderek artan aşı karşıtlığı, çocuğuna aşı yaptırmayan aile sayısı ciddi rakamlara ulaşmış durumdadır. Aşı karşıtlığı aslında geçmiş yıllarda da mevcut idi. Son yıllarda sosyal medyanın gelişimi ve teknoloji ile beraber adeta bir virüs gibi topluma yayılarak aşı karşıtı aile sayısı 26 binleri geçmiştir. Aşı reddi sadece Türkiye’de değil bazı Avrupa ülkelerinde de yaygın durumdadır.   

Geçtiğimiz günlerde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinde yapılan 5. Ulusal Aile hekimliği Kongresinde konuşan, İstanbul Aile Hekimliği Derneği Başkan Yardımcısı Dr. Şule Güçlü Şakrak şunları söylemiştir:” Aşı reddinin yaygın olduğu bazı Avrupa ülkelerinde çocukluk aşıları ile engellenebilen hastalıklar salgın halinde görülmeye başlandı. Ülkemizde de Akdeniz Üniversitesinde Kızamık alarmı verildi. Geçmişte çocukları sakat bırakan çocuk felci gibi hastalıkları aşılama sayesinde artık görmüyoruz. Ancak yakın bir gelecekte tekrar ortaya çıkabilir. Bu durumda aşının en büyük düşmanı yine aşı oldu…”dedi. Daha sonra aşıyı reddetmenin facebook, instagram gibi sosyal medyada bilimsel verilere dayanmayan kişisel kararlar ve yanlış paylaşımların etkili olduğunu söylemiştir.

Doktor şakrak aşı karşıtlarının kullandıkları ispatı olmayan iddialarla ve yanlış bilgilerle otizmle aşı arasında bağlantı kurmalarının yanlışlığı ve aşı içinde civa iddialarının asılsız olduğunu belirtmiştir. Geçmişte aşıların içinde çoklu doz uygulamasında yer alan civa etil, civa olarak bulunsa bile vücutta birikemiyordu. Alınan bu civa dozunun çok fazlası çoğu gıdada zaten bulunmakta olduğunu anlatmıştır. Kızamık aşısı ve otizm ilişkisini ortaya atan Dr. Wakefield’in bu çalışması Lancet dergisinden geri çekilmiş ve bu şahsın doktorluk faaliyetleri durdurulmuştur.

Kongredeki konuşmasında devamla Dr. Şule Şakrak şunları söylemiştir:”Çocuklarının aşılarını yaptıran aileler kendilerinin güvende olduğunu düşünüyor. Ancak aşılanmasına rağmen bağışıklık kazanamayan küçük gruplar olabilir. Çünkü aşının koruması her zaman yüzde yüz değil. Bu çocuklar aşılanmayan çocuklardan bulaşan mikroplar yüzünden hastalanabilirler. Aşı toplumsal bağışıklanmayı sağlamaktadır. Aşı reddi bu bağışıklama zincirini de kırarak suçsuz çocukların hastalanmasına ve sakat kalmasına sebep oluyor” dedi.

Dünya sağlık örgütünün 2013’te yaptığı istatiksel çalışmaya göre yapılan karşılaştırmada Türkiye aşılamada Avrupa şampiyonu idi. Karma aşı uygulamasında dünya ortalaması yüzde 83 Avrupa ortalaması yüzde 94 Türkiye’de ise bu oran yüzde 97 olarak bulunmuştur. Ancak artık bu oranda ne yazık ki gerileme mevcuttur. Bu oranların büyük başarı olduğunu hatırlatan İstanbul Aile hekimleri Derneği Başkanı ve 5. Ulusal Aile Hekimliği Kongresi Başkanlığını yapan Dr. Kutbettin Demir “ Amacımız bu oranı yüzde yüze çıkarmak, fakat şu anda oranlarda gerileme başlamıştır. Hali hazırda son bir yıl içinde 26 bin aile aşılamayı reddetti.” Demiştir.

Aşı reddinin riskleri nedir? diye düşünüldüğünde çocuklarımız için sonuçlarının tehlikeli olduğu görülmektedir. Dr. Kutbettin Demir Özetle” Aile hekimlerini aşı karşıtlığından tedirgin olduklarını, her platformda bilim çerçevesinde halkı bilgilendirme çalışmaları yaptıklarını” ifade etmiştir. Dr. Demirin en önemli açıklaması da “ Biz aşı zorunluluğu ile ilgili kanun talep ediyoruz. Bir kanun çıkarılmalı ve daha önce çiçek hastalığında olduğu gibi şu an gündemde olan ölümcül hastalıklar için ve bebeklerin korunması için belli aşılar mecburi hale getirilmeli “ demiştir.

 Sağlık bakanlığı bağışıklama danışma kurulu üyesi Prof. Dr. Mehmet Ceylan’ın bu konuda söyledikleri işin vahmetini ve önemini göstermektedir:” Aşı olan çocuklarda da kızamık görülmeye başladı, yaklaşık on beş yıldır böyle bir tablo ile karşılaşmamıştık. Aşı reddi 50 binleri bulursa Türkiye’de salgın meydana gelebilir.” Uyarısında bulundu. Dr. Kutbettin Demir’in aşı yapılmasının kanuni zorunluluk teklifine, toplumsal bağışıklık için, kaybolan bu ölümcül hastalıkların tekrar hortlamaması için tüm kalbimizle katılıyoruz. Bebekler ölmesin.     
     
Kaynak: http://www.turkiyegazetesi.com.tr/saglik/558579.aspx

Sonraki
Önceki Konu
Önceki
Sonraki Konu »