İMAMIN CÜBBESİ SİYAH

Yazar: Hamza Aslan

          Mescid-i Aksa imam-ı namaz kıldırıyor. Siyah cübbe eski Osmanlı beldelerinde kaldı.



Abbasiler döneminde Halife Harun Reşid yine aynı dönemin başkadısı İmam-ı Ebu Yusuf’a “en eftal renk hangisidir?” diye sorduğunda:” Kur’anı Kerimin yazıldığı mürekkebin rengi” cevabını almıştır. Dolayısıyla Abbasilerin remi rengi ve bayrağı siyah idi. Abbasiler döneminden başlayarak kadılar, imamlar, Cuma hatibleri siyah cübbe giyer, beyaz sarık sarardı. Ancak Şii Fatımiler buna muhalefet ve inat için imamlara beyaz cübbe giydirdi. Osmanlılarda 1839 yayınlanan fermanla kadıların da imamlar gibi beyaz sarık sarıp, siyah cübbe giyeceği belirtilmiştir. Bu kıyafetin her yönden dinin şan ve şerefini muhafazaya elverişli olduğu düşünülmüştür.

Cumhuriyet döneminde yakın zamana kadar imamın cübbesi siyahtı. Prof. Dr. Ekrem Buğra Ekinci konu ile ilgili makalesinde: “Bir önceki diyanet işleri reisinin yegane icraatı imam cübbesini beyaza boyamak oldu. Kendisine de makamı ile mütenasip olmayan ve Macar operet kahramanlarını andıran simli nakışlı bir cübbe yaptırdı. Beyaz renk kir gösterdiği gibi içine giyileni de belli eder. Siyah renkte ise bir vakar ve heybet vardı. Asırlardır devam eden dini geleneklerle  oynamak doğru değildir.” İmamlarımızın beyaz cübbe giymesini de anlatmıştır.

İmam Arapçada anlamı lider demektir. Önde olan, kendisine uyulan, imamet eden kişi demek oluyor. Namazı cemaate kıldıran kişiye imam dendiği devlet reisine, başkanına da bu şekilde hitab edilirdi. Çeçenlerin efsanevi lideri, Kafkas kartalı namını hakkıyla hak eden İmam Şamil’i örnek olarak verebiliriz. İslam alimleri arasında büyük alimler için imam kullanılır. Dinimizde cemaatle namaz kılmanın çok sevap olması, birlik ve beraberlik açısından düşünüldüğünde önemi büyüktür. Sevgili peygamberimiz camilere bizzat imam tayin ederdi. Osmanlılar bu konuda da nasıl ki her şeyi sistemleştirdikleri gibi mahalle ve köy imamlarını da sistemin içine dahil etmişlerdir. Tanzimat döneminde muhtarlık kuruluna kadar onun görevini yaparak mahalle ve köyün mülki amiriydi. Hükümetle halk arasında iletişimi sağlamıştır.

Osmanlılarda imamlar derin dini bilgisi, kılık kıyafeti, entelektüel müktesabatı ile topluma rol model olmuştur. Örnek insan olarak kendilerinden beklenti de yüksek olurdu. Yani imamlar sadece ölü yıkamaz. Bulunduğu toplumun en tahsillisi olduğundan aynı zamanda çocukları okutan bir muallimdir. İmamlar mahalle veya köyde kaç kişi oturur. Kim ev sahibi, kim kiracı, mesleklerini ve medeni hallerini bilirlerdi. Bununla ilgili bir defterde tutardı. Osmanlılarda mahalleye yeni taşınacak için birinin kefil olması gerekirdi. Mahallede oturanlar bir nevi hükümet nezdinde birbirinin kefilidir. Bu şekilde mahallede huzur ve sükun sağlanırdı. Mahalle imamı herkesi tanır ve bilirdi. Mahallenin temizliği esnafın düzeni, fırın dahil diğer esnafların kontrolü de imamların görevleri arasındadır. Bir yerde belediyenin işlerini de imam yapmaktaydı. Osmanlılarda sistemin içinde resmi nikah yerine de geçen nikahları imam kıyardı. “İmam nikahı” tabiri bir yerde halk dilinde buradan kalmıştır.

                                               Osmanlılarda mahalle imamı

Osmanlılarda toplumun rol modeli, örnek insan,  iyi yetiştirilmiş, toplumda öğretmen, arabulucu, devleti temsil eden bir şahsiyet olarak birlik ve beraberliği de sağlayan imamlardı. Fakiri, yoksulu, yetimi, ihtiyaç sahiplerini bilir, gerekli yardımın ulaştırılmasını sağlardı.

Cumhuriyetten sonra, maaşlarını vakıflardan alan imamlar, vakıflarında kapatılmasıyla, maaşları genel bütçeden ödenirken en alt seviyeden verilmesi geçim sıkıntısına düşürmüştür. Başka işlerle meşgul olmak zorunda kalmışlardır. Hatta devir, iskat, sadakayı fitreye muhtaç hale gelmişlerdir. İmam sayısı zaman içinde iyice azalıp birçok cami imamsız kalmıştır.

    Cumhuriyet döneminde Ateşten gömlek gibi roman, Vurun kahpeye gibi filmlerle imamlık karikatürize edilmiştir. Bu şekilde imamlar toplumda rol model olmaktan çıkarılarak, kitleleri arkalarından sürükleyecek pozisyondan çıkarılmıştır. 

Toplumda birlik beraberliği sağlayan, düşkünlerin yardımına koşan imamların itibarları sıfırlanmaya çalışıldı. 1965 yılından sonra İmamlar devlet memuru statüsüne geçti. Günümüzde her camiye bir imam tayin edilmeye başlandı. Devlet gerekli haklarını vermeye başlamış olduğunu, verdiği emekli imamlar, din görevlileri dahil ek gösterge hakkı ile bunu göstermiştir. İmamın cübbesi siyah diye cübbesinden başlayıp, imamların hikayesini geçmişten günümüze yansıtmaya çalıştık  

Kaynak: http://www.ekrembugraekinci.com/makale.asp?id=576                              

Sonraki
Önceki Konu
Önceki
Sonraki Konu »