Sevgili Peygamberimizin Müjdesine Kavuşanlar

Hamza Aslan




Şehit, kelime anlamı olarak kendisine şahitlik yapılmış; cennetlik olduğuna şahitlik edilmiş demektir. Bütün Eshab-ı Kiram, Sevgili peygamberimizin şehitler için verdiği müjdeleri duyarak, hep şehit olmaya, harplerde en ön safta savaşmak için can atarlardı. Sa’d bin Ebi Vakkas hazretleriyle(radıyallahü anhüma) Uhud harbinde Hazreti Abdullah bin Cahş arasında şu konuşmalar geçer:

-      Uhud’da harbin çok şiddetli devam ettiği bir andı. Abdullah bin Cahş elimden tuttu. Ve bana şunları söyledi: Şimdi burada sen bana dua et, ben amin diyeyim. Sonra ben de peki dedim. Ve şöyle dua ettim: Allah'ım bana çok güçlü ve çetin kafirler gönder. Onlarla kıyasıya vuruşayım. Hepsini öldüreyim. Gazi olarak, geri döneyim dedim.
-       
-      Abdullah bin Cahş bütün kalbiyle benim duama “amin” dedi. Sonra kendisi şöyle dua etmeye başladı:”Allahım bana zorlu kafirler gönder, kıyasıya onlarla vuruşayım. Cihadın hakkını vereyim. Hepsini öldüreyim. En sonunda biri de beni şehit etsin. Gönlüm böyle bir duaya “amin” demek arzu etmiyordu. Fakat o istediği ve önceden sözleştiğimiz için mecburen amin demek zorunda kaldım.

Sonra kılıçlarımızı çektik, savaşa devam ettik. İkimizde önümüze geleni öldürüyorduk. O son derece yiğitçe ve bahadırane bir şekilde savaşıp düşmanı tarumar ediyordu. Düşman üzerine öyle hamleler ediyordu ki, hücumlarını iştiyakla yapıyordu. Her seferinde “Allah, Allah  diye saldırıyordu. Kılıcı kırıldı. Peygamber efendimiz ona bir hurma dalı uzatarak onunla savaşmasını istedi. Bu sevgili peygamberimizin bir mucizesi olarak kılıç oldu. Kahramanca savaştı, önüne geleni yere serdi. Birçok düşmanı öldürdü. Savaşın sonuna doğru Abdullah bin Cahş gelen bir müşrik oku ile şehit oldu.

Harp bitince Sa’d bin Ebi Vakkas, Abdullah bin Cahş’ı şehit edilmiş buldu. Savaş öncesi yaptıkları duayı sevgili peygamberimize anlattılar. Peygamber efendimiz onun duasının kabul edildiğini, bu dünyada istediğine kavuştuğunu ve ahirette de istediğine kavuşacağının anlaşıldığını bildirdi. Sevgili peygamberimiz son hastalığında,” Hayber’de yediğim zehirli etin acısını hala hissediyorum. Zehrin tesirinden aort damarım, bıçak gibi kesiliyor” buyurdu. İbni mesud hazretleri:” O zehirli etin tesiriyle Resulullah şehit oldu” buyurdu. Allahüteala Resülüne şehitlik nimetini de vermek için son hastalığında bu zehrin etkisini göstermiştir. (Mevahib-i ledüniyye)

Şehit olmak, Müslüman olmaya ve niyete bağlıdır. Sevgili peygamberimiz bir hadisi şeriflerinde:” Nice kendisine silah isabet edip ölen vardır ki, ne şehittir, ne de hamid. Nice döşeğinde ölen kimse vardır ki, Allah katında sıddık ve şehittir.” Buyuruyorlar. Sevgili peygamberimizin müjdesine kavuşanlar, yani şehitler için Allahüteala yüce kitabı Kur’anı Keriminde buyuruyorlar:

” Allah yolunda öldürülenleri (şehitleri) ölü sanmayın. Bilakis onlar diridir” (Al-i İmran, 169)       
              
“Allah yolunda öldürülenlere ölü demeyin! Onlar diridir; ama siz anlayamazsınız” (Bakara, 154)  

Kaynak. Ahmet Demirbaş / Türkiye Gazetesi  

Sonraki
Önceki Konu
Önceki
Sonraki Konu »